Haber7 - ÖZEL
Geçmişten bu yana güçlü nüfus ve dinamik aile yapısıyla adından söz ettiren Türkiye son yıllarda ciddi dejenerasyon yaşıyor. Ülkemizin en büyük kuvveti olarak gösterilen nüfus gücü ciddi ölçüde yara alıyor. Türkiye'de doğum hızı korkunç derecede azalırken, aile yapısına ilişkin bütün veriler büyük tehlikeye ışık tutuyor.
Kaba doğum hızı, çocukların nüfusa oranı, ilk evlenme yaşı, ilk doğum yaşı, sezaryen doğum ve boşanma istatistiklerinde son yıllarda ürpertici değişiklikler yaşanıyor.
DOĞURGANLIK HIZI VAHİM DÜZEYDE
HABER7’nin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgilere göre, doğurganlık hızı 1980 yılında “4.56”, 1990 yılında “3.12” iken 2022 yılında “1.62”ye düştü.
Toplam doğurganlık hızı, bir kadının doğurgan olduğu dönem olan 15-49 yaş grubunda doğurabileceği ortalama çocuk sayısını ifade ediyor.Doğurganlık hızı son 70 yılda şöyle değişti:
1950: 6.72
1960: 6.18
1970: 5.64
1980: 4.56
1990: 3.12
2000: 2.53
2010: 2.13
2020: 1.76
2022: 1.62
Ülke nüfusunun sayıca aynı kalmak üzere yenisi ile değiştirilmesini sağlayan nüfus doğurganlık düzeyi 2.10 olarak gösterilirken, Türkiye’nin bu oranın altında kaldığı dikkat çekiyor. Türkiye’de doğurganlık hızı, nüfus yenilenme düzeyinin altına ilk kez 2017 yılında düşmüştü.
KABA DOĞUM HIZI NEREDEN NEREYE
Bin nüfus başına düşen canlı doğum sayısı “kaba doğum hızı” olarak ifade ediliyor. Türkiye’de kaba doğum hızı 1980 yılında binde 32.2 iken, 2022 yılında binde 12,2’ye geriledi
Kaba doğum hızındaki düşüş trendi son 21 yılda şöyle listelendi:
1980: ‰ 32.2
1990: ‰ 24.8
2000: ‰ 22.5
2011: ‰ 16.9
2021: ‰ 12,9
2022: ‰ 12,2
ÇOCUKLARIN NÜFUSA ORANI GERİLİYOR
Çocuklardan oluşan Türkiye nüfusunun oranında da gerileme yaşanıyor.
33 yıl önce Türkiye nüfusunun %41,8’ini çocuklar oluştururken, günümüzde %26,5’e kadar azaldı.
Çocuk nüfus oranının son 33 yıldaki değişimi istatistiklere şöyle yansıdı:
1990: %41,8
2000: %35,2
2010: %30,8
2020: 27,2
2021: 26,9
2022: 26,5
TÜİK verilerinde çocukların nüfusa oranı 2030’da %25,6, 2040’ta %23,3, 2060’ta %20,4, 2080’de %19,0 olacağı tahmin ediliyor.
İLK EVLENME YAŞI 30’A ÇIKIYOR
İlk evlenme yaşı hem kadınlarda hem erkeklerde artış trendine girdi. 23 sene önce kadınlar ortalama 22 yaşında evlenirken bugün artık 25 yaşın sonlarında nikah kıyıyor. Erkekler 2001 yılında ortalama 26 yaşında evlenirken 2022’de evlenme yaşı 28’e çıktı.
İlk evlilikte ortalama yaş istatistikleri şöyle kaydedildi:
2001: Erkek 26,0 – Kadın 22,7
2005: Erkek 26,5 – Kadın 23,2
2010: Erkek 27,0 – Kadın 23,7
2015: Erkek 27,5 – Kadın 24,4
2020: Erkek 27,9 – Kadın 25,1
2021: Erkek 28,1– Kadın 25,4
2022: Erkek 28,2 – Kadın 25,6
İLK DOĞUM YAŞI YÜKSELİYOR
Tıbbi olarak en verimli yaşlar olarak nitelenen dönemlerde anne olan kadınların oranı büyük ölçüde azalıyor. Türkiye’de 22 yıl önce en çok doğum 20-24 yaş aralığında yapılırken günümüzde en fazla 25-29 yaşındaki kadınlar anne oluyor. Doğum sayısı ise her yaş grubunda azalıyor.
2001 yılında 18-19 yaşında annelik yaşayanların sayısı 103 bin 482 iken 2022’de 30 bin 74’e geriledi.
20-24 yaş grubundaki kadınların anne olma sayısı 22 yıl önce 436 bin 558’ken 2022’de 219 bin 155’e düştü.
Orta dönem olan 25-29 yaş arasında doğum yapan kadınların sayısı 373 bin 702’den 342 211’e indi.
30-34 yaşlarında anne olanların sayısı 2001 yılında 197 bin 347 idi. 2022’de 267 bin 454’e düştü.
35-39 yaşlarında ilk defa anne olan kadınlar 22 yılda 113 bin 249’dan 129 bin 861’e indi.
BOŞANMA SAYILARI ARTIŞTA… 10 YILDA 1.5 MİLYON!
Türkiye’nin temel dinamiği olan aile kurumunun ciddi oranda hasar aldığı son dönemde boşanma oranı hemen her yıl artıyor.
22 sene önce yılda 544 bin 322 evlilik 91 bin 994 boşanma kayıtlara geçerken, geçtiğimiz yıl evlenenler 574 bin 358, boşananlar 180 bin 954 sayısında kaldı. Evliliklerin aynı düzeyde olduğu ülkemizde boşanmaların 22 yılda iki kat arttığı belirleniyor.
TÜİK istatistiklerine göre 2012-2022 yılları arasındaki 10 yılda 1 milyon 559 bin 411 kişi boşandı.
Son 22 yıldaki boşanma istatistikleri şöyle sıralanıyor:
2001: 91 bin 994
2005: 95 bin 895
2010: 118 bin 568
2015: 131 bin 830
2020: 136 bin 570
2021: 175 bin 779
2022: 180 bin 954
SEZARYEN ORANLARI DA NORMAL DEĞİL: YÜZDE 5’TEN YÜZDE 53’E
Nüfus çoğalmasını tehlikeye atan bir diğer unsur olarak sezaryen doğumlar gösteriliyor. Kadınların 2’den fazla doğum yapmasının büyük ölçüde önüne geçen sezaryen doğum metodu ilk etapta sıhhi problem nedeniyle uygulanırken artık keyfi olarak da tercihe bağlı yapılıyor.
Sezaryen doğum OECD ülkelerinde ortalama yüzde 15.6 seviyesindeyken Türkiye’de bu oran yüzde 57,3. 2020 yılında ülkemizdeki her 1000 doğumun 573’ü sezaryenle gerçekleştirildi.
Avrupa’da en yüksek sezaryen oranı Polonya’dayken, bu ülkede yüzde bile sezaryen doğum yüzde 39’larda. Hollanda’da ise doğumların sadece %15,2’si sezaryenle yapılıyor.
Sezaryen doğum oranlarının Türkiye’deki yıllara oranla seyri şöyle kaydedildi:
1988: yüzde 5,7
1993: Yüzde 7,
1998: 14,
2003: yüzde 21
2008: yüzde 37’ye
2013: yüzde 48’e
2015: 51,9
2016: Yüzde 53
2020: 57,3