Dünyanın farklı bölgelerinde yerel ihtiyaçlara göre farklı taşımacılık sistemleri kullanılıyor. Paylaşımlı yolculuk da bunlardan biri. Peki daha çok Martı TAG ile varlığından haberdar olduğumuz ve Türkiye'de yılan hikayesine dönen paylaşımlı yolculuk meselesi neden bir türlü çözülemedi?
Sözcü'den Nedim Türkmen, bu meseleyi ve neden bir türlü çözüme ulaştıramadığını bugün kaleme aldığı bir köşe yazısı açıkladı. Gelin hep birlikte, bu köşe yazısı üzerinden paylaşımlı yolculuk ve Martı TAG ile ilgili detaylara yakından bakalım.
Paylaşımlı yolculuk nedir?
Nedim Türkmen, paylaşımlı yolculuk sistemini şöyle açıklıyor:
Paylaşımlı yolculuk; dünyada 2009 yılından beri uygulanan ve araç sahiplerinin araçlarını başka kişilerle paylaşarak yolculuk etmelerini sağlayan bir seyahat şeklidir. Dünyada paylaşımlı yolculuk (ridesharing) hizmetleri hızla yaygınlaştıkça, birçok ülke bu konuda yönetmelikler hazırlamış ve bu hizmetleri düzenleme altına almıştır. Bazı ülkeler, bu tür hizmetlerin kullanımını teşvik ederken, diğerleri daha sıkı düzenlemeler getirmiştir. Bu konuda yönetmeliklere sahip öne çıkan bazı ülkeler; Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık, Avustralya, Kanada, Fransa, Singapur.Paylaşımlı yolculuk sisteminin esasları nedir?
Nedim Türkmen'in köşe yazısında, paylaşımlı yolculuk sisteminin uygulandığı ülkelerdeki esaslar da açıklanıyor. Bu esaslar şu şekilde:
Yolcu Güvenliği: Sürücülerinin sabıka kayıtları kontrol edilir ve düzenli denetimlerden geçmeleri sağlanır.Sigorta: Yolcuları ve sürücüleri korumak için özel sigorta poliçeleri zorunlu hale getirilir.Lisans: Ridesharing hizmetlerinde faaliyet gösteren sürücülerin özel bir lisans alması gerekir.Fiyatlandırma: Fiyatlandırma politikalarının şeffaf olması ve tüketiciyi koruma amacıyla denetlenmesi istenir.Vergilendirme: Ridesharing hizmetlerinden elde edilen gelirlerin beyan edilmesi ve vergilendirilmesi düzenlenir.Türkiye'ye paylaşımlı yolculuk sistemini getirmeye çalışan Martı, tam olarak kim?
Nedim Türkmen, Martı'yı şöyle açıklıyor:
Martı Tag'ın şirket merkezi Cayman Adalarında olup, Türkiye'de şubesi aracılığıyla faaliyette bulunan ve hisseleri ABD borsalarına kote bir şirket var karşımızda. 8.69 hisse değeri ile halka arzını gerçekleştirmiş, hisseler şu anda 2 dolardan işlem görüyor. Son yayımlanan finansal tablolarında; şirketin zararı 14,5 milyon dolardan 33,8 milyon dolara çıkmış. Türkiye operasyonlarını aktif hale getirememek ana problem gibi duruyor.Gelelim asıl konuya; paylaşımlı yolculuk, Türkiye'ye neden entegre edilemiyor?
Nedim Türkmen'in makalesine göre paylaşımlı yolculuk sisteminin Türkiye'ye entegre edilememesinin nedeni, yasal düzenleme bulunmuyor olması. Hâl böyle olunca paylaşımlı yolculuk yapmaya çalışan vatandaşlar, teknik olarak suç işlemiş oluyorlar. Yetki belgesi alınmadan paylaşımlı yolculuk yapılması hâlinde şu cezalar uygulanıyor:
Korsan taşımacılık cezası,Trafikten men,Kaza hâlinde sigorta problemleri,Sürücü belgesinin iptali,Sürücülerin yolcu güvenliği riskleri ve hukuki sorumluluk,Belediye denetimleri kapsamında uygulanacak cezalar.Paylaşımlı yolculuk yapmak isteyen sürücülerin vergi ödemeyi kabul etmesi, tek başına yeterli olmuyor
Nedim Türkmen, Martı TAG kapsamında sürücü olmak isteyen vatandaşların, vergi ödemeyi kabul etmelerinin tek başına yeterli olmadığını söylüyor. Türkmen'in bu konudaki açıklaması şöyle:
Şahsi binek otomobili ile paylaşımlı yolculuk platformu üzerinden aynı uygulamayı kullanan kişilere şehir içi yolcu taşımacılığı kapsamında hizmet verdiğini belirten bir kişi, 06.08.2024 tarihinde İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’na özelge talebi ile başvuruda bulunarak, “Gelirim nasıl vergilenecek?” diye soruyor. Başkanlık 07.08.2024 tarihinde yani bir gün sonra, özelgeyi başvuran kişiye veriyor. Özetle; ticari kazanç elde ediyorsunuz ama basit usule tabi olma şartlarını taşırsanız (2024 takvim yılı geliriniz 340.000 TL’yi aşmazsa), vergi ödemeyebilirsiniz demiş.Vergi Usul Kanunu’nun 9. maddesinde “Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması, mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz” hükmü yer almaktadır. Yani kazanç var ise suç işleyerek para kazanılması, vergilemeye engel değildir kuralı konulmuş. Platform sahipleri yönetmeliğe uygun lisansları olmamasına rağmen vergilendirilmelerinin bu işi yapmalarını sağlayacağını düşünüyor. Bu tabii ki mümkün değil. En yakın örnek; İstanbul’da Beyoğlu Kabataş bölgelerinde faaliyette bulunan apart otellerin büyük çoğunluğunun vergi dairesi kaydı olmasına ve gelirlerini kayıt altına almalarına rağmen çalışma ruhsatları olmadığı gözetilerek kapatılmalarıdır.