Türbülans, genellikle uçak korkusu olanlara yapılan bir sürpriz gibi çoğunlukla onların uçuşlarına denk gelir. Gerçekten de bir tehdit gibi görünen bu olay, aslında son derece normal.
Gökyüzünün derinlerinde süzülürken uçağın birden sallandığını ve sanki o an oracıkta düşecekmiş gibi hissettiğiniz olmuştur. Böyle zamanlarda kaza olma korkusu insanın dört bir yanını sarsa da gerçekten türbülans, bir uçağı düşürecek güçte olabilir mi?
En baştan başlayalım. Uçağı sallayan ve bizi böylesine korkutan türbülans neden oluyor?
Hava sürekli olarak hareket hâlinde olduğu için uçaklar, uçarken bu hava akımlarından faydalanıyorlar. Düzgün bir şekilde havada kalmaları için kanatların altından ve üstünden akan hava akımlarının düzenli olması da bir o kadar önemli.
Ancak bazı hava olayları, bu akımları bozabiliyor ve işte böyle zamanlarda türbülans dediğimiz dalgalanmalar oluşuyor.
Türbülansın oluşmasına birçok etmen neden olabilir ve bu etmenlere bağlı olarak açık hava türbülansı, sıcaklık değişimleri kaynaklı türbülans veya rüzgâr hızındaki ani değişimlerden kaynaklanan türbülans gibi farklı tipleri de ortaya çıkar.
Şiddetine bağlı olarak uzun ya da kısa sürebilir, bu esnada da emniyet kemeri hayat kurtarır.
İçinizi biraz olsun rahatlatalım çünkü türbülansın uçak düşürmek gibi bir etkisi yoktur.
Çoğu zaman uçak sallandığında ve o an pilot "kemerlerinizi bağlayın" duyurusu yaptığında "eyvah düşüyoruz!" düşüncesine kapılıyoruz. İçiniz artık rahat olabilir çünkü türbülans sadece bir sarsıntıya sebep oluyor.
Uçaklar, havada oluşabilecek rüzgâr ve sarsıntı gibi durumlara karşı dayanıklı olarak tasarlanıyorlar. Belki türbülansın şiddeti ve süresi, yolcular için endişe yaratabilir. İstenmeyen yaralanmaların önüne geçmenin en güvenilir yolu da emniyet kemerini takmak. Çünkü sallantı anında savrulmalar yaşanabiliyor.
Hava akışının düzensizleşmesinin birçok nedeni olabilir.
Genel kanının aksine atmosferin yapısında boşluk bulunmaz. Dolayısıyla sıkça duyduğumuz "uçak, hava boşluğuna düştü" gibi ifadeler yanlıştır. Dalgalanmalar ve girdaplar havada da meydana gelebilir ancak gerçek anlamda bir hava boşluğunun varlığından söz edemeyiz.
Uçağın havada kalmasını sağlayan lift kuvveti, düzgün ve kesintisiz bir hava akışı gerektiriyor. Bu akış bozulduğunda lift kuvveti olumsuz etkilenir. Bu durumda da sarsıntılı bir uçuş yaşanır.
Bu sarsıntılı uçuş, bizim bildiğimiz türbülansın ta kendisi. Yani bu durum, uçağın hava boşluğuna düşmesinden değil; ani irtifa değişiklikleri yaşamasından kaynaklanır.
Genellikle türbülans, pilotlar tarafından öngörülerek radar sistemleriyle izlenerek önlenmeye çalışılır.
Peki pilotlar, türbülansı önceden nasıl tahmin edebiliyorlar?
Türbülans hakkında bilgi almak için pilotlar, güvenilir birkaç kaynağa başvurabilirler. Öncelikle hava durumuna bakarak bir tahminde bulunmaları çok kolay. Hava bulutluysa uçağın türbülansa girme olasılığı çok yüksek. Bir diğer bilgi kaynağı, kendilerinden önde giden diğer uçaklardır. Bu şekilde, pilotlar birbirleriyle sürekli bir bilgi alışverişinde bulunabilirler.
Uçuş sırasında da hava koşullarını sürekli olarak izleyen bir uçuş görevlisiyle iletişim hâlinde olurlar.
Yapay zekâ ile oluşturuldu. .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Büyük hava yolları, kendi meteoroloji ekipleri aracılığıyla güncel hava durumu verilerini sağlayarak uçuş ekibini bilgilendirir. Ayrıca türbülansı tahmin etmeye veya önceden tanımlamaya yardımcı olan çeşitli özel araçlar da pilotlara bu açıdan destek sağlar.
Böylece uçuş anında yaşanan türbülans, en kısa ve kolay şekliyle yönetilebiliyor. Önemli olan, o anda panik olmamak ve gerekli direktifleri yerine getirmek.
Edinilen bilgilere göre, havacılık literatüründe türbülans nedeniyle yaşanmış modern dönem yolcu uçağı kazası yoktur. Artık rahat rahat uçabilirsiniz!
Kaynaklar: NPR, Independent, Airport HaberUçaklarla ilgili diğer içeriklerimiz: