Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı (TÜLOV) Bodrum Temsilcisi Av. Remzi Kazmaz, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle bir mesaj yayımladı.
Kahramanmaraş depremlerinde etkilenen kadınlara adanan mesajda Kazmaz, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün 1857’de ABD’nin New York kentinde 40 bin tekstil işçisi 129 kadının direniş sırasında çıkan yangında yanarak can vermesiyle ortaya çıktığını hatırlatarak, “Türkiye’de de ilk kez 1921’de hayatımıza giren ve yüz yılı aşkın bir süredir her yıl Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliklerinde dile getirilen talepler gösteriyor ki, 21. Yüzyıl’da kadınlar hala direnmek, haklarını aramak, sömürüsüz, tacize-tecavüze uğramadıkları ve katledilmedikleri bir yaşam için mücadele etmek zorundalar. Özellikle de son 20 yılda tek adam rejiminin baskıcı politikalarıyla birlikte günümüze baktığımızda fabrikalar, sokaklar, işyerleri, evler, okullar kısacası yaşamın her alanı kadınların sömürüldüğü, yok sayılmaya çalışıldığı, yok edildiği yerler haline geldi” dedi.
“EN BÜYÜK ACIYI KADINLAR YAŞADI”
Kadınların çalışma hayatındaki zorluklarını hatırlatarak devam eden Remzi Kazmaz şunları söyledi:
“Okutulmayan, eve kapatılan, çocuk yaşta zorla evlendirilen, intihara zorlanan, bu yaşamdaki görevi sadece çocuk doğurmak ve erkeğe, güce biat etmekle sınırlandırılan acıyla yoğrulan sabırla bilenen kadınlarımız bu kez de deprem felaketinde en büyük acıları yaşadı… Değerli şairimiz Nazım Hikmet yıllar önce yazdığı şiirinde şöyle der:
“Kadınlarımızın yüzü acılarımızın kitabıdır,
acılarımız, ayıplarımız ve döktüğümüz kan,
karabasanlar gibi çizer kadınların yüzünü.
Ve sevinçlerimiz vurur gözlerine kadınların,
Göllerde ışıyan seher vakıtları gibi.
Hayallerimiz yüzlerindedir sevdiğimiz kadınların,
Görelim görmeyelim karşımızda dururlar
Gerçeğimize en yakın ve en uzak.”
Evet, kadın aklına koyduğu her şeyi yapabilir. Güçlü, şefkatli, adaletli, sevgi dolu, vicdanlı, kısacası kelimelerin ifade edebileceğinden çok daha fazlası… Doğumdan ölüme kadar her birimizin hayatının her bir anında varlığını hissettiğimiz, hayatın can damarı kadınlarımız… Yetenekli, canlı, iddialı, duygusal, acıya dayanan, dirençli, güçlü kadınlarımız…”
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN YENİDEN HAYATA GEÇTİĞİ…”
İstanbul Sözleşmesi vurgusu da yapan Av. Kazmaz, “Şiddetin olmadığı, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden hayata geçtiği, yoksulluğun, yokluğun, rant hırsıyla yapılan çürük binaların altında kalarak yaşamını yitirmenin kader olmadığı, acı değil mutluluk, huzur ve güven içinde yaşamak, özgürlüğün asla yitirilmediği insanca bir yaşam… TÜLOV Bodrum Temsilciliği olarak işte tüm bu insanca yaşamın olmazsa olmazı olan ilkeler ve talepler doğrultusunda en başta hepimizi derinden sarsan deprem bölgesinde büyük acılar ve yokluklar yaşayan kadınlarımız olmak üzere hayatı güzelleştiren ve mükemmel kılan kadınlarımıza sonsuz şükran ve saygılarımızı sunuyoruz. TÜLOV Bodrum Temsilciliği olarak, kadınlarımızın acısında tasasında, hak arayışında ve hayatın her alanındaki direnişinde omuz omuza birlikte mücadele edeceğimizi 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle bir kez daha kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz” ifadelerini kullandı.