Anadolu Ajansının ev sahipliğinde İspanyol Haber Ajansı (EFE), İtalyan ANSA Haber Ajansı ve Yunanistan Haber Ajansı (AMNA) katkılarıyla hazırlanan "Yeşil Hattımız: Çevre" fotoğraf sergisinin açılışına katılan Pirinççi, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Serginin, göreve gelmesinin ardından resmi bakanlık toplantıları dışında katıldığı ilk etkinlik olduğunu belirten Pirinççi, fotoğraf sergisinde yer alan eserlerin bir nevi hafızaları tazelediğini belirtti.
Pirinççi, "Anadolu Ajansının Yeşil Hattının ne kadar etkili olduğunu zaten biliyorduk. Dolayısıyla bu sergi de aslında onun bir göstergesi oldu. Televizyonlarda içimizin yandığını hissederek izlediğiniz görüntüleri bir kez daha ikonik fotoğraflarla görmek oldukça önemliydi. Bu açıdan 4 farklı haber ajansının bir araya gelerek Ankara'da böyle bir etkinlik yapması, farkındalık oluşturması dikkat çekici. İlgi duyan kişilerin de burada olduğunu görmek çevre, yangınlar veya orman yangınları ile bunların oluşturduğu risklere dikkat çekilmesi anlamında oldukça önemli. Gerekli veya yeterli farkındalığı oluşturduğunu düşünüyorum." dedi.
"TÜÇA'NIN ÖNEMLİ BİR MİSYONU VAR"
Türkiye Çevre Ajansının 2020'de kurulmasıyla birlikte çevre farkındalığı oluşturmak, sıfır atık, geri dönüşüm, depozito yönetim sistemleri, denizlerin denetlenmesi, mapa ve şamandıra sistemleriyle denizlerde kirliliğin engellenmesi gibi faaliyetler gerçekleştirildiğini anlatan Pirinççi, şöyle devam etti:
"Türkiye Çevre Ajansının karada ve denizde özellikle çevreye yönelik farkındalığın artırılması açısından önemli bir misyonu var ki malum küresel ısınma Türkiye dahil olmak üzere bütün dünyada etkisini iyice gösteriyor. Çok ani felaketlerle karşı karşıya kalıyoruz. Bir yandan ülkelerin ve toplumların direncini artırmak gerekirken diğer yandan da geleceğe yönelik o direnci veya mukavemeti artırmak için önlemler almak gerekiyor."
TÜÇA olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan öncülüğünde başlatılan Sıfır Atık Hareketi'nin daha fazla yayılması ve uygulanması aşamasında çalışmalar yürüttüklerine değinen Pirinççi, depozito yönetim sistemini de bu konuda önemli bir adım olarak nitelendirdi.
Pirinççi, Türkiye'de bir yılda 20 milyardan fazla pet şişe, içecek şişesi, cam, teneke veya karton şişe üretildiği ve bunların geri dönüşüme uğramadan atık haline geldiği düşünüldüğünde depozito yönetim sisteminin hem ülkeye hem de çevrenin korunmasına önemli katkılar sunacağını ifade etti.
"ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK İLE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ BİRBİRİNDEN AYRILMAZ YAPILAR"
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı isminin 2021'de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı şeklinde değiştirildiğini, ardından Türkiye'nin iklim müzakerelerini yürütmeye yönelik İklim Değişikliği Başkanlığının kurulduğunu hatırlatan Pirinççi, çevre ve şehircilik ile iklim değişikliği kavramlarının birbirinden ayrılmaz yapılar olduğu değerlendirmesini paylaştı.
Türkiye Çevre Ajansının da bu yapının ayrılmaz bir parçası olduğunun altını çizen Pirinççi, sözlerini şöyle tamamladı:
"Hepsi sayın Murat Kurum Bakanımızın öncülüğünde iklim değişikliği veya küresel ısınma ve bunlarla ilişkili veya ilişkisiz çevreye yansıyacak olumsuz etkileri azaltmaya, yıpranmaları en aza indirmeye, geleceğe özellikle önümüzdeki kuşaklara daha az zarar görmüş bir çevre bırakmaya yönelik hamleler. Türkiye Çevre Ajansı da burada o aktörlerden bir tanesi ki tek başına değil. Başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum olmak üzere bütün bakanlık unsurlarıyla ve diğer sivil toplum kuruluşlarıyla, diğer resmi kurum ve kuruluşlarla birlikte el birliğiyle gelmekte olan bir tehlikeyi engellemek veya o tehlikenin risklerini azaltmaya yönelik bir seferberlik çalışması aslında. Şu anda bu riskler çok doğrudan görünmüyor veya algısal düzeyde kısmen görünüyor olabilir ama gerçekten de çevre, bu anlamda giderek tüketilen bir şey. Bunun kendini yenilemesi oldukça önemli dolayısıyla Türkiye Çevre Ajansı da bu bağlamda destek olan kuruluşlardan bir tanesi."