Artvin’in Hopa ilçesinde 31 Mayıs 2011’de polisin yoğun göz yaşartıcı gaz kullanımı sonucu yaşamını yitiren Metin Lokumcu’nun 10 yıl 7 ay sonra yeniden başlayan ve 13 polisin yargılandığı davanın dokuzuncu duruşması 26 Ocak 2023 günü Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, duruşmaya bilirkişi olarak katılım sağladı.
Duruşma, olay tutanağında imzası bulunan polislerin Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden dinlenmesiyle başladı. Polisler kaymakamın müdahale emri üzerine harekete geçildiğini, tutanakta adı geçen şahısları tanımadıklarını, buna karşın daha sonra kamera görüntüleri izlenerek hazırlanan tutanakları sanki yaşananlara tanıklık edilmiş gibi imzaladıklarını itiraf etti. Müşteki avukatları Meriç Eyüboğlu ve Özkan Yücel de tutanakların hazırlanmasındaki usulsüzlüklere dikkat çekti.
Polis ifadeleri sonrası söz alan Av. Meriç Eyüboğlu, 2011 yılında bilimsel mütalaa alınması için TTB’ye başvurulduğunu hatırlatarak bu raporda imzası olan Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın gazla ölüm arasındaki ilişkiyi anlatmak üzere bilirkişi sıfatıyla dinlenmesini istedi.
"GAZIN ETKİSİ SONUCU ÖLÜME YOL AÇAN ETKENLER"
Dr. Şebnem Korur Fincancı, otopsi yöntemlerine ilişkin kısa bir bilgilendirme yaparak konuşmasına başladı. Lokumcu’nun otopsisinde bazı uygulamaların yapılmadığını belirten Korur Fincancı, mevcut otopsi raporunda kalp krizine işaret eden bir delil olmadığının altını çizdi. Korur Fincancı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Göz yaşartıcı gazlar, kalbi besleyen damarların daralmasına yol açabilir. Dokuda buna ilişkin bozulmaya yol açması gerekiyor ancak mevcut otopside buna ilişkin bir delil bulunmamış, eski kalp krizi alanı olarak tanımladıkları renk değişikliği ise kalp krizinin görülmesi beklenen doku katmanı değil. Yine bu gazların tek tek ve birlikte olması halinde daha fazla etkili olan kullanımının solunum yollarını daraltmada etkisi oluyor. Bu durum akciğerde sıvı birikimine yol açabilir. Özellikle sağ akciğerinde ağırlığın iki katından fazla arttığını görebiliyoruz. Göz yaşartıcı gaz etkisiyle akciğerde sıvı birikimi, doku hasarı ve olayın stresine bağlı kan basıncında yükselme ölüme yol açan etkenler olarak değerlendirilebilir.”
Korur Fincancı konuşmasının sonunda Dünya Tabipleri Birliği’nin yayınlarına ve Türkiye’nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelere atıf yaparak göz yaşartıcı gazların kullanılmaması gerektiğini vurguladı.