Çok eski çağlarda yüksek tabanlı spor ayakkabıların ya da stilettoların giyilmediğini tahmin ediyorsunuzdur. Yakın geçmişe bakacak olursak ayakları koruyabilmek adına gerçek deri ayakkabılar tercih ediliyordu. Peki ya sonra yüksek topuklu, farklı materyaller kullanılarak üretilen ayakkabılar kullanılarak doğadan uzaklaşmaya başladığımızda neler oldu?
Vücudumuz için tehdit oluşturabilecek serbest radikaller vücudun doğal fonksiyonları sırasında oluşur ve savunma mekanizmamız antioksidanlar sayesinde bu radikallerle savaşır. Buraya kadar her şey tamam! Peki konunun topraklama gibi basit bir eylemle ne gibi bir ilgisi olduğunu birlikte inceleyelim.
Stres düşmanı, uyku dostudur.
Bildiğiniz gibi vücuttaki en büyük tehlike; stres. Sürekli kaldığınız bir dersin sınavına hazırlanırken ya da toplantıya yetişmeye çalışırken trafikte sıkışıp kaldığınızda yani strese her maruz kalışınızda vücutta kortizol hormonu salgılanır.
Asıl görevi gün içerisinde enerjik olmanızı sağlamak ve sabah uyanmanızı kolaylaştırmak olan kortizol, çok fazla salgılandığında vücut dengesinin bozulmasına neden oluyor. Dengesi bozulan vücut, uyku yoksunluğu çekmeye başlar. Kaliteli uyku uyuyamadığımızda daha sinirli, depresif ve anksiyeteye meyilli bir insan haline gelmemiz tam da bu yüzden.
“Peki kortizol hormonunun topraklamayla ilgisi ne?” diye soracak olursanız bu paragrafı sonuna kadar okumanız yeterli olacaktır. Stresli insanlar üzerinde yapılan bilimsel çalışmalar topraklama sayesinde kortizol miktarlarında düşüş yaşandığını ve kişilerin biyolojik saatlerinin dengelendiğini göstermektedir.
Kendini yorgun ve halsiz hissedenler için enerji deposudur.
Topraklamanın bu etkisini daha iyi açıklayabilmek için lise yıllarımıza ışınlanıp bir biyoloji dersine giriyoruz. Konu: Mitokondriler! Vücudumuzun enerji mekanizması olan mitokondriler ne kadar korunursa, ne kadar stresten uzak olursa vücut o kadar canlı ve enerjik olur. Aslında ilişkiyi kurmak oldukça basit, değil mi?
Yaşlanma, mitokondrilerin korunamaması ve ölmeye başlamasının bir sonucudur. Elektronların eksikliği de bu enerji bombası gibi çalışan mitokondrilerin düşmanıdır. Topraklamada da tahmin edeceğiniz gibi elektronlar vücuda akar ve böylece elektron açlığı giderilmiş olur.
Vücudumuzun korkulu rüyası olan iltihaptan ve kronik hastalıklardan korumaya yardımcı oluyor.
İltihaplı dokuların ne kadar çok ağrıya sebep olduğuna da kronikleşmiş hastalıkların vücuda verdiği zararlara da hepimiz şahit olmuşuzdur. Topraklama sayesinde vücutta istenmeyen pozitif yük yüklenmiş serbest radikallerin toprağa akıtılması bu sayede iltihabın azaltılıyor. Topraklamayla birlikte elektronlar vücuda aktarılarak bağışıklığı koruyan birer antioksidan gibi davranmaya başlıyor.
Bu konuda yapılan bilimsel araştırmalar, toprağa basan insanların iltihap şeklinde artan beyaz kan hücrelerinin miktarının ve vücut ağrılarının azaldığını gösteriyor. Bu sayede kronikleşmiş iltihabın sebep olduğu diyabet, kalp hastalıkları, astım ve osteoporoz gibi hayat kalitesini düşüren birçok kronik hastalığın etkilerini de azaltıyor.
Daha güçlü kemikler ve daha zinde bir vücuda kolayca sahip olabilmemizi sağlıyor.
Vücudumuzun birçok fonksiyonu için olumlu etkileri bulunan topraklama, kemiklere faydalı olmayı da unutmamış. Toprağa basmak; kemik sağlığı için önemli olan fosfor, sodyum, magnezyum, demir gibi birçok maddenin vücutta tutulumunu kolaylaştırıyor.
Ayrıca kemik dediğimizde aklımıza ilk gelen isimlerden biri olan kalsiyumu ve yanında bonus olarak fosforun vücuttan atılımını ciddi oranda azaltıyor. Böylece kemik erimesi gibi hastalıkların da önüne geçirmiş oluyor.
Kanın akışını kolaylaştırarak kalp krizi riskini azaltıyor.
“Yok artık, kalp krizinde de mi etkili!” dediğinizi duyar gibiyiz. Düzenli olarak vücudunuza topraklama yaptığınızda kalp damar duvarlarınızı genişletip kanın akışını kolaylaştırdığını biliyor muydunuz?
İnme ve kalp krizi gibi hayati tehlikesi bulunan birçok hastalığın damarların tıkanıklığı ya da sıkışıklığından kaynaklandığını düşünürsek bu kan akışının kolaylaştırılması özellikle kalp sağlığı için oldukça önemli bir hal alıyor.
O zaman bu yazıyı okuduktan hemen sonra biraz yürüyüşe çıkıp deniz kenarında, ormanlık alanda toprağa basmaya ve bütün bu faydaları vücudunuza çekmeye ne dersiniz?
Kaynaklar: National Library of Medicine, OSU.EDU