Gezi Davası tutuklularına destek için adalet nöbeti başlatan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir'de de eylem düzenledi. Nöbetin 1. yılında "Gezi onurumuzdur" sloganı çatısı altında buluşan ve TMMOB'a destek olan emek ve demokrasi güçleri, mücadeleye devam edeceklerini ve özgür bir ülke için çalışacaklarını duyurdu.
Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde gerçekleşen ve "Gezi tutukluları serbest bırakılsın" pankartı taşıyan sendikalar, sivil toplum örgütleri ile yurttaşların da destek verdiği eylemde TMMOB İl Koordinasyon Kurulu adına hazırlanan ortak açıklamayı okuyan Maden Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Kemal Çakmak, "Aralarında TMMOB Yönetim Kurulu üyemiz Mücella Yapıcı, Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi eski başkanı Tayfun Kahraman ve Mimarlar Odası Hukuk Müşaviri Can Atalay'ın da bulunduğu arkadaşlarımız 1 yıldır, Osman Kavala ise 5.5 yıldır Gezi direnişini örgütledikleri gerekçesiyle cezaevinde tutuluyor. Siyasi iktidar hukuku, adaleti sağlamanın, haksızlıkları gidermenin bir aracı olarak değil, toplumsal muhalefeti cezalandırmanın bir aracı olarak kullanmaktır. Siyasi iktidar hukuku, kendi gelecek planı önündeki engelleri ortadan kaldırmanın bir aracı olarak kullanmaktadır. Siyasi iktidar hukuku, siyaseten hesaplaşmaktan, siyaseten yüzleşmekten korktuğu gerçeklerden kaçmanın bir aracı olarak kullanmaktadır” diye konuştu.
GEZİ TUTUKLULARI BİZİM YÜZ AKIMIZ
“Dostlarımız suç işledikleri için değil, halkın çıkarlarını savundukları için, Taksim Meydanı'na ve Gezi Parkı'na sahip çıktıkları için, iktidarın rant projelerine karşı çıktıkları için, mesleki sorumluluklarının gereğini yerine getirdikleri için cezaevindeler” diye devam eden Çakmak, “Gezi direnişi nasıl ki bu ülkenin yüz akı ve onurlu tarihinin bir parçasıysa, Gezi Davası'nda tutsak edilen arkadaşlarımız da bizim yüz akımız ve onurlu tarihimizin bir parçasıdır. Gezi direnişinin arkasında dimdik durduğumuz gibi, Gezi Davası'nda yargılanan ve tutsak edilen arkadaşlarımızın da yanında dimdik durmaya devam ediyoruz. Gezi Davası, ülkemizdeki diğer pek çok örneği gibi hukuki değil, siyasi bir davadır. Gezi Davası'nda verilen esaret kararları, siyaseten verilmiş kararlardır. Bu kararların hükmü de, siyasi iktidarın ömrü kadardır. İnanıyoruz ki 14 Mayıs'tan sonra bu ülkede adalet yeniden işlemeye başlayacak. Yargı organları iktidarın talimatlarına göre değil hukuka göre karar vermeye başlayacak. Ve arkadaşlarımız özgürlüklerine yeniden kavuşacak. İnanıyoruz ki yirmi gün sonra bambaşka bir ülkeye uyanacağız. Tüm dostlarımızla, özgürce, umutlu bir geleceği hep birlikte kuracağız" ifadelerini kulandı.