Şehirlerarası yollarda sık sık gördüğümüz TIR'lar, bir noktadan diğer bir noktaya ürün taşımak için karayollarını kullanan araçlar. Aslında bu isimle bildiğimiz araçların ismi TIR değil.
"Peki neden bu araçlara TIR diyoruz, asıl isimleri ne?" gibi sorular kafanızda canlanmış olabilir. Tüm bu sorulara ve fazlasına cevap vermeye çalışacağız.
Madem bu araçların ismi TIR değil, TIR kelimesi nereden geliyor?
TIR olarak bildiğimiz araçların gerçek isimleri "çekici". TIR kelimesi ise 15 Ocak 1959 tarihinde Uluslararası Nakliyat Birliği (IRU) tarafından Cenevre'de imzalanan "Transportation Internationale Routière"in (Uluslararası Karayolu Taşımacılığı) kısaltmasıdır. Ülkemiz de 1966 yılından beri bu sözleşmenin tarafları arasında yer almaktadır.
Bu anlaşmaya dahil olan ülkelerin taşımacılıkta kullanılan karayolu araçları, bu araçlardaki gümrüklü eşyanın cinsi, miktarı, maliyeti gibi bilgileri TIR karnesine işlenir. Aynı zamanda bu araçlarda, bazı bölgelere koyulacak TIR plakası da bulunmalıdır.
Bir bütün halinde sanılan araçlar aslında iki farklı parçadan oluşuyor.
Asıl aracın olduğu kısma "çekici", arka kısımda yük taşımak için kullanılan alana ise "yarı römork" denir. Pek çok kişi, arkaya takılan yarı römorkun ismini karıştırabiliyor.
Öncelikle çekicilerin arkasına römork takılmaz. Römork, daha çok kamyonların arkasına takılan araçlara verilen isimdir. Çekicilerin arkasına ise yarı römork takılır. Ayrıca bazı kişiler arkaya takılan bu yarı römork için "dorse" ismini de kullanıyor ancak bu da yanlış bir söylem. Dorse, aslında bir markadır. Yani mendile "Selpak" dememizin yanlış olduğu gibi yarı römorka da "dorse" demememiz gerekiyor.
Çekici ile yarı römorkun plakaları da farklıdır.
Bu, aslında şoförün yanlış plaka takmasından kaynaklanmıyor. Çekici ve yarı römork birbirinden farklı iki araçtır. O sebeple plakaları da farklıdır.