Tez savunması denilince akıllara dosyalar, tezler ve projeler geliyor ancak gerçek ortam “tam bir altın günü”... Yüksek lisans ve doktora öğrencileri tez savunması yaparken akademide bir “gelenek” haline getirilen tez sofları kurmak zorunda bırakılıyor.
Hocaların jüri masası pastadan böreklere sarmadan içli köftelere kadar çeşit çeşit yemeklerle donatılıyor. Sosyal medyaya yansıyan görüntülerde akademisyenlere ikramların hazırlanması tepki çekiyor. Öğrenciler ise hem tez savunma stresi hem de ikram kaygısının kendilerini zor durumda bıraktığını belirterek isyan ediyor. Tez savunmasına elleri boş geldikleri için hocaların hoş karşılamadığına dikkat çeken öğrenciler de var.
Bu durumun ortaya çıkardığı sorunlar ve akademik olarak ne anlama geldiğini Eğitim Sen Yükseköğretim Temsilcisi Sinan Muşlu ile konuştuk.
"YOZLAŞMA YAŞANIYOR"
Muşlu, “AKP iktidarı boyunca hemen her alanda yaşanan yozlaşma maalesef neredeyse bir çöle dönüştürülmüş akademi dünyasında da yaşanmaktadır” değerlendirmesini yaptı. Bu uygulamaların üniversitelerin niteliğini düşüren olaylardan yalnızca biri olduğuna dikkat çeken Muşlu, şöyle devam etti:
"POLİTİKA SONUCU"
“Tez savunması sofrası denilen şey, insanların sofra kuramadığı bir ülkede akademinin gündemine dönüşmesi nasıl bir çoraklığın içinde olunduğunu gösterir. Üniversiteleri üniversite olmaktan çıkaran o kadar çok uygulamaya maruz kalıyoruz ki böylesi sorunların bir anlamı kalmıyor. Çünkü bu sorunlar, daha köklü yapısal politikaların bir sonucu olarak karşımıza çıkıyor.”
YOL PARASI DA İSTİYORLAR
Jüriye şehir dışından katılan akademisyenlerin yol ve konaklama giderlerinin de öğrenciler tarafından karşılanmasının istendiği iddialar arasında. Sinan Muşlu bu konuyla ilgili “Bu konuda Yükseköğretim Kurulu bir düzenleme yapmalıdır. Ancak daha önemli olan konu, akademiyi akademi olmaktan çıkaran, kurumları tasfiye eden, akademik gelenekleri ortadan kaldıran, hakları ve özgürlükleri baskı altına alan yükseköğretim politikalarıdır. Bu sorunun nedeni ise bizatihi YÖK ve siyasi iktidarın politikalarıdır. Üniversitelerimiz, köklü bir politika değişikliğine ihtiyaç duymaktadır. Özgür düşünceye, bilime, sanata, felsefeye odaklanması gereken üniversitelerimizin geldiği durum içler acısıdır” dedi