Doğal taşlar satan bir yere gittiğinizde ya da deniz kenarında oturup taş topladığınızda hepsinin birbirinden benzersiz renklerde olduğunu fark etmiş olmalısınız.
Mavi, mor, pembe, yeşil, sarı, beyaz, turuncu… Birbirlerinden bu kadar farklı renklere sahip olmalarının ardında birkaç neden yatıyor.
Kristal yapıları birbirinden farklı.
Taşların kristal yapısı, ışığı absorbe etme ve yansıtma şekillerini değiştirebiliyor. Fakrlı kristal yapıları, ışığın farklı dalga boylarını farklı şekillerde emerek taşın rengini değiştiriyor. Böylece ortaya değişik renklerde taşlar çıkıyor.
Opal taşı .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Ayrıca içlerinde yer alan mikro yapılar, ışığın taşın içinden geçerken nasıl saçılıp emildiğini etkiliyor. Mesela opal dediğimiz taşlar, ışığın kırılımı sonucu çeşit çeşit renklerde olabiliyor.
Minerallerin de etkisi var.
Minerallerin bir araya gelmesiyle oluşan taşlar; rüzgâr ve sıcaklık gibi farklı etkenler sebebiyle şekilleniyor. Birbirlerinden farklı renklerde olmasının sebeplerinden biri ise yapılarındaki minerallerin farklılığı. Bilim insanları, 4000 farklı mineral türü olduğunu söylüyor ve çoğunun rengi birbirinden farklı. Bu yüzden taşların rengi de değişiyor.
Bunun yanı sıra bazı taşlar, içinde fosilleşmiş organizmaları ya da organik materyalleri içerebiliyor. Bunlar da taşın rengi ile desenini etkiliyor. Mesela kehribar, fosilleşmiş reçineden oluşuyor ve içerisinde sıkışmış böcekler veya bitki olabiliyor.
İşte tüm bu sebepler, taşların geniş bir renk yelpazesine sahip olmasını sağlıyor. Hepsinin birbirinden farklı hikâyeleri ve özellikleri var da diyebiliriz.
Kaynaklar: Wonderpolis, TUBİTAK, How to Find Rocksİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: