Esed rejiminin devrildiği günden beri Suriye'den kan donduran görüntüler gelmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde ABD merkezli Suriye Acil Durum Görev Gücü Başkanı Muaz Mustafa Kutayfa’da 5 toplu mezar bulunduğunu bildirmiş 100 bin kişinin de cansız bedenine ulaşıldığı aktarılmıştı.
ESED ÖLÜM MAKİNESİ OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA KANITLADI
Reuters’ta yer alan haberde ise savcı konuya ilişkin açıklama yaparak Suriye’de toplu mezarlardan çıkan delilleri incelediklerini ve Beşar Esad yönetiminin bir kez daha ölüm makinesi olduğunu kanıtladı.
2013 yılından bu yana 100 binden fazla insana işkence edilerek öldürüldüğü tahmin edilirken Şam yakınlarındaki Kuteyfa ve Necha kasabasındaki iki toplu mezarı ziyaret eden ABD Büyükelçisi Stephen Rapp, "Devlet ve onun organları tarafından bu tür organize cinayetlerden bahsettiğinizde, Nazilerden beri buna benzer bir şey görmedik" dedi.
İNSANLAR SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE ÖLDÜRÜLDÜ
Rapp Esed’in insanlar öldürülürken sistemli bir şekilde öldürdüğünü belirterek, "İnsanları sokaklardan ve evlerden kaybeden gizli polislerden, onları aç bırakıp işkence ederek öldüren gardiyanlara ve sorguculara, cesetlerini saklayan kamyon şoförlerine ve buldozer sürücülerine kadar binlerce insan bu öldürme sisteminde çalışıyordu" dedi.
2011 yılından bu yana Esed'in kendisine yönelik protestoları bastırmak için yüz binlerce Suriyeliyi öldürdüğü tahmin ediliyor. Hafız Esed ve Beşar Esed’in ise 2000 yılından bu yana Suriye halkına zulmetmesi ile birlikte yargısız infazlarla suçlanıyor.
66 TOPLU MEZAR DAHA VAR
Lahey’de bulunan Uluslararası Kayıp Kişiler Komisyonu ise Suriye’de henüz doğrulanmamış toplamda 66 kadar toplu mezar olabileceğini belirterek 157 binden fazla kişinin kayıp olduğunu duyurdu.
Komisyon Başkanı Kathryne Bomberger, DNA eşleşmelerinin uzun ve zor olabileceğini belirterek DNA örneklerinin sağlanmasının imkansıza yakın olduğunu belirtti. Komisyon ayrıca ilerde açılacak davalar için kanıtların saklanması ve korunmasını talep etti.
BÖLGE HALKINDAN KAN DONDURAN İFADELER
Kuteyfa yakınlarında bulunan gözaltı merkezlerinin cesetleri saklamak için kullandıkları öğrenilirken Necha yakınlarında yaşayan kişiler mezarlığa cesetlerin getirildiğini ve hendeklere boşaltıldıklarını anlattı. Necha’da bir çiftlikte çalışan Abb Halid, "Mezarlar düzenli bir şekilde hazırlanıyordu - kamyon geliyor, taşıdığı yükü boşaltıyor ve gidiyordu. Yanlarında güvenlik araçları vardı ve kimsenin yaklaşmasına izin verilmiyordu, yaklaşan herkes onlarla birlikte aşağı iniyordu" dedi.
2021 YILINDA ALMAN MAHKEMELERİNDE ORTAYA ÇIKTI
Reuters tarafından analiz edilen uydu görüntülerinde ise 2012 ve 2014 yılları arasında bölgede büyük çağlı kazıların başladığını 2022’ye kadar devam ettiğini gösterdi.
Suriye’deki toplu mezarlara ilişkin ilk detaylar 2021 ve 2023 yıllarında Alman mahkeme duruşmaları ve ABD kongre ifadelerinde ortaya çıkmış, Avrupa’ya kaçan Suriyeli bir mezar kazıcısı ise Suriyeli yetkililerin Almanya’da yargılanması sırasında Necha ve Kutayfa’daki mezarlara ilişkin tanık olarak ifade verebileceğini açıklamıştı.
SEDNAYA'DAKİ MAHKUMLARIN CESETLERİ OLDUĞU ANLAŞILDI
Suriyeli mezar kazıcısı ise 2011 yılında Şam’da çalışırken iki istihbarat görevlisinin geldiğini ve kendisine cesetleri nakletmelerini ve sonrasında gömmelerini emrettiğini ifade etti. Bölgeye araçlarla yüzlerce ceset geldiğini ifade eden mezar kazıcısı Tişrin, Harasta ve Mezzeh askeri hastanelerden bölgeye cesetlerin taşındığını kamyonlarla kazılan hendeklere boşaltılıp sonrasında üstünü toprakla örttüklerini söyledi.
Dera kentinde bulunan toplu mezarlarda ise Sednaya Hapishanesi dahil çeşitli cezaevlerindeki şartlar ve işkenceler nedeniyle hayatını kaybedenlerin gömüldü öğrenildi.
'GOLANİ AF YOK DEMİŞTİ'
Öte yandan Şam’ın ele geçirilmesinden sonra Heyet Tahir Eş Şam lideri Golani yargılama süreçlerinin olacağından bahsetmiş, 'uluslararası insan hakları kuruluşlarını buraya çağırıyoruz’ diyerek Sednaya hapishanesinde işkence yapan kişilerin yargılanmasını istemişti. Golani ayrıca devlet yayın kuruluşuna ait olan Telegram grubunda ise işkencelere adı karışan kişileri bağışlamayacağını söylemişti.