Pankreas kanseri olduğunu erken evrede öğrenen Steve Jobs’ın ameliyat olmak istemediği 9 ay boyunca alternatif tıbba yönelmesi, hastalığın seyrini kötüleştirip ölümünü daha da hızlandırmış olabilir mi?
Ailesi ve doktorları başta olmak üzere çevresindeki birçok insan, Jobs'ı ikna etmeye çalışsa da o, tüm imkânlarını hiçe sayarak neden alternatif tıbba yöneldi?
Kanserinin erken teşhis edilmesi aslında onun için bir şanstı.
Steve Jobs, 2003 yılında böbrek taşı ihtimali için CT taramasına girdiğinde doktorlar tesadüfen pankreasında bir gölge buldu. Jobs’a nöroendokrin tümör ismi verilen nadir bir pankreas kanseri teşhisi kondu. Bu kanser türü diğer pankreas kanser türlerine göre oldukça agresif türdür ve sağkalım oranı düşüktür.
Steve Jobs’ın kanserinin bir diğer özelliği ise metastaz yapmadan önce ameliyatla alınacak olması ve yavaş büyümesiydi. Ancak Jobs, kanseri öğrendikten sonra ameliyat olmayı reddetti ve alternatif tıbba yöneldi. Vegan diyeti, meyve suyu diyeti, akupunktur, bitkisel ilaçların yanı sıra internette bulduğu tedavileri de deneyen Jobs, medyumlara bile danıştı.
Bu sürecin Jobs’ın sağlığını nasıl etkilediği bilinmeyenler arasında. Ancak özellikle kanser hastalarının şeker tüketmemesi gerektiği herkes tarafından öğrenilmişken Jobs’ın meyve suyu diyetini seçmesi ve bu diyetin kanser hastalarının hücrelerinde ters etki yaratacağına inanması oldukça şaşırtıcı.
Jobs, yaptığı diyetler ile vücudunu sağlıksız bıraktı.
Kaliforniya Üniversitesi Osher Bütünleyici Tıp Merkezi Profesörü Donald Abrams, taze sıkılmış meyve suyu ile kolanın arasında hiçbir fark olmadığını belirtti. İnsülin benzeri büyüme faktörünü etkileyen şekerin salgılanması aslında iltihaba alan açar ve bu da kanser hücresi bölünmesine neden olur.
Abrams, kanser hastalarına meyve suyu tüketimini nadiren önerirken tehlike yaratacak insülin üretilmemesi gerektiğini belirtti. Vücut, insülinin yanı sıra aslında sağlıklı hücreleri de gerekli besin maddelerinden mahrum bırakmış olur. Jobs’ın meyve suyu diyetinin, pankreas ve diğer organlardaki kanser hücrelerinin metastazına neden olup olmadığı konusunda kanıt olmasa da kabul edilmiş bir gerçeği atlaması tartışmalı kararları arasında.
Jobs, 9 ay sonra geleneksel tedaviye dönmeye karar verdi.
Steve Jobs, 9 ay sonunda geleneksel tıp ile tedavi olmayı kabul etti. Tedavisi için en iyi tedavi yöntemini bulmak adına 100 bin dolar harcayan Jobs, DNA dizilimi çıkarttı. Dünya üzerinde genom dizilimini yaptıran az sayıda kişiden biri olan Jobs, 2004 yılında ameliyat oldu. Tümörü başarılı şekilde çıkarılırken kemoterapi ya da radyoterapi almadı.
2006 yılında kanseri nükseden Jobs’a 2009 yılında karaciğer nakli yapıldı. Ancak bu da Jobs’ın tamamen iyileşmesini sağlamadı. Karaciğer naklinden bir buçuk sene sonra işi de bırakan Jobs, 5 Ekim 2011’de pankreatik nöroendokrin tümörünün nüksetmesine bağlı olarak 56 yaşında hayatını kaybetti. Jobs’ın cenazesi, isteği üzerine Palo Alto’daki mezhepsel olmayan tek mezarlık Alta Messa Ant Parkı'ndaki isimsiz bir mezarlığa gömüldü.
Ailesi ve doktorları, Jobs’ın bu süreci hakkında neler söyledi?
Laurene Powell ve Steve Jobs .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Birçok uzman, teşhisin konulduğu ilk anda ameliyat olmuş ve kemoterapi almış olmasının Jobs’ın daha uzun yaşayacağını öne sürdü. Çünkü bu tümör türü, erken teşhiste yalnızca ameliyatla tedavi edilecek bir türdü.
Jobs’ın biyografisini yazan Walter Isaacson, “Dokuz ay boyunca ameliyat olmayı reddetti. Daha sonra sağlığı kötüleştiğinde ise bu karardan pişman oldu.” derken Jobs’ın sonlara doğru ölümden sonraki hayattan bahsetmeye başladığını söyledi. Isaacson, Jobs’ın “Belki de ölümden sonraki hayata inanmak istediğim içindir. Öldüğünüzde hepsi birden yok olmuyor. Biriktirdiğiniz bilgelik bir şekilde yaşamaya devam ediyor." dediğini de belirtti.
Steve Jobs’ın eşi Laurene Powell ise Jobs’un en başında ameliyat olmak istememesinin nedeninin vücudunun açılması fikrine hazır hissetmemesi olduğunu söyledi.
Memorial Sloan Kettering Kanser Merkezi Bütünleyici Tıp Bölümü Şefi Barrie R. Cassileth, “Jobs’ın alternatif tıbba olan inancı muhtemelen onun hayatına mal oldu. Tedavi edilebilir ve iyileştirilebilir tek pankreas kanser türüne sahipti. Aslında intihar etti” dedi.
Ölümünü bilerek mi hızlandırdı?
Pankreas kanserinin en sinsi kanser türlerinden biri olması ve yaşama şansının az olduğu bir kanser olması Steve Jobs’ın sağlığı hakkında neden böyle bir karar aldığını herkese sorgulattı.
Jobs, dünyanın en iyi danışmanlarına ulaşabilecek ve maddi engeli olmayan bir kişiydi. Diğer kanser hastaları gibi Jobs da temel bilimlere dayanan deneylere katılıp hem geleneksel hem de alternatif tıptan yararlanabilirdi.
Herkesi şaşırtan noktalardan biri ise Jobs’ın titiz, detaycı ve takıntılı olması ve böyle bir kişinin bile alternatif tıbbın cazibesine aldanmasıydı.
Ancak belirtmek de fayda var ki bazı doktorlar da metastazların en başından beri mevcut olabileceğini ve görünmeyebileceklerini söyledi. Bu durum aslında erken ameliyat olsa bile sağkalım şansı konusunda bir fark yaratmayabilirdi.
İnsanların önünde kullanabilecekleri şansları varken alternatif tıbba yönelerek sebepsiz yere ölmemesi için sadece bilim insanlarının değil sağlık sektöründe olanların da çaba göstermesi gerektiği bu noktada yine oldukça önemli.
Kaynaklar: Psychology Today, National Library of Medicine, Forbes, Scientific American, The Telegraph