Aslında basit bir soru gibi dursa da pek çok insanın aklını kurcalıyor.
Altın, sanılanın aksine aslında ısırıldığında iz çıkardığı için gerçek olup olmadığı kolayca ayırt ediliyor. Peki sporcuların bunu yapmasındaki sebep sadece ‘gerçekliğini’ test etmek mi?
Olimpiyat Oyunları, sporcuların yeteneklerini sergiledikleri bir platformla sınırlı değil. Aynı zamanda geleneklerin ve sembollerin de birleştiği bir arenadır.
Ve tabii ki bu geleneklerden biri de altın madalyaların ısırılması. Aslında bu geleneğin kökeni geçmişe dayanır. Eskiden altının gerçek olup olmadığını belirlemek için insanlar ısırma yöntemini kullanırlardı.
Altın, diğer metallerden daha yumuşak olduğu için bir ısırık aldığınızda eğer gerçekse dişlerinizin izini görebilirsiniz. Bu, gerçekliğini ölçmek için basit bir yöntemdi. Günümüzde bu yöntem belki çok fazla kullanılmıyor olabilir ancak olimpiyat gibi törensel ve sembolik bir etkinlikte, bu gelenek hâlâ canlılığını koruyor.
Sembolik önem ve değeri de tabii ki bu geleneğin bir parçasını tamamlıyor.
Altın madalya, bir sporcu için en yüksek başarıyı temsil ediyor. Bu yüzden madalyayı ısırmak da şovun bir parçası.
1912 Stockholm Olimpiyatları’ndan beri madalyalar saf altından üretilmediği için yalnızca bu anı ölümsüzleştirmek için tüm sporcular yıllardır bu ‘klasikleşmiş’ pozu veriyor.
Kaynaklar: Olympics, Sporting Newsİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: