Rehberlik Öğretmeni Cemre Baytok, sosyal fobinin diğer bilinen adıyla sosyal anksiyete bozukluğunun kişinin toplum içerisinde başkaları tarafından yargılanacağı düşüncesinin olması, toplumsal durumlar ve olaylar içerisinde rezil olma korkusu, utanç ve mahcubiyet duygularını yoğun bir şekilde yaşaması ve bu konulara dair yoğun korkularının olması durumu olduğunu hatırlattı.
Baytok, "Sosyal fobi genellikle ergenlik dönemiyle birlikte başlar. Sosyal anksiyete, nüfusun genelinde sık rastlanılan bir durumdur. Özellikle ergenlik dönemindeki çocuklarda yoğunluk göstermektedir. Kişinin aile yapısı, yetiştirilme tarzı ve kişilik yapısı sosyal fobide etkili faktörlerdir. Örneğin; kişinin baskıcı ve aşırı kontrolcü bir aile yapısına sahip olması veya aşırı çekingen, utangaç bir kişilik yapısında olması ileride kişinin sosyal fobi geliştirmesine sebep olabilir. Pandemi dönemiyle birlikte sosyal fobinin görülme oranlarında da belirgin bir artış yaşanmıştır. Kişiler sosyal izolasyon döneminden sonra normal yaşamlarına adapte olmakta zorlanma yaşamışlardır. Sosyal fobide kişinin daha öncesinde olumsuz bir deneyim yaşaması, örneğin bir defa toplum önünde rezil olması sonucunda kişi her zaman aynı durumu yaşayacağını düşünüp toplum içerisinde yer almaktan korkup çekinebilir" dedi.
"HAYATINI OLUMSUZ YÖNDE ETKİLER"
Sosyal fobi belirtilerini sıralayan Baytok, şöyle devam etti:
"Sosyal fobi belirtilerine baktığımızda en belirgin gördüğümüz davranışlardan birisi kaçınmadır. Kişi rezil olma kaygısı nedeniyle toplumsal olaylara girmekten kaçınabilir. Bu da kişinin hayatını olumsuz yönde etkiler. Sosyal fobinin fiziksel belirtilerine baktığımızda kişi korktuğu veya kaygılandığı bir durumla karşılaştığında elleri veya ayaklarının titremesi, nefes alışverişlerinin ve kalp ritminin artması, mide bulantısı, baş dönmesi, terleme, ağız kuruluğu gibi rahatsızlık verici durumları yaşayabilir. Kişi fiziksel olarak bu belirtileri yaşarken aynı zamanda zihninden de ’Ben yetersizim, hiçbir şeyi yapamıyorum, kimse yaptığım işi beğenmeyecek, hata yapacağım’ benzeri düşünceleri geçirebilmektedir."
"HAYATINI KISITLADIĞINI GÖRECEKTİR"
"Sosyal fobide öncelikli olarak kişinin kaygılandığı durumlardan kaçınma davranışlarını çözmesi gerekmektedir. Bunu sağlayabilmek için adım adım ilerlemek faydalı olacaktır" diyen Baytok, şöyle konuştu:
"Örneğin; kalabalık ortamlara girmekten çekinen ve kaygılanan bir kişinin yavaş yavaş küçük gruplara dahil olarak bunun üstüne gitmesi, toplum içerisinde söz almaktan çekinen bir kişinin küçük gruplara sunum yaparak başlaması veya toplu alanlarda spor yapmaktan çekinen bir kişinin öncelikli olarak açık havada yürüyüşe başlayıp sonrasında kapalı ve büyük alanlara geçmesi bu durumun çözülmesinde yararlı olacaktır. Kişi adım adım başladığı durumları yapabildiğini gördükçe kendine olan güveni artacak ve bu durumun aslında hayatını ne kadar kısıtladığını görecektir. Sosyal fobiyi çözmek için atılan bu adımlar tamamlandıkça kişi attığı adımları büyütmelidir. Küçük gruplarla başlayan sunumlardaki kişi sayısını kademeli olarak artırması, üst kademedeki kişilerle konuşmaktan çekinen birisinin öncelikle aynı kademe olduğu kişilerle sohbet edip sonrasında müdür yardımcısı, müdürü ile konuşmaya girmesi, bunları sırayla gerçekleştirip adım adım üzerine giderek çalışması, kişinin sosyal fobiyi aşmasında faydalı olacaktır. Bu adımları gerçekleştirdikçe kişi aslında kaygılandığı, korktuğu ve kaçındığı durumların düşündüğü kadar kötü veya utanç duyulacak bir durum olmadığını görecektir."