İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dün yapılan altılı masa toplantısının ardından bugün yaptığı basın toplantısında CHP'li belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'a adaylık çağrısında bulundu. Konuyu Cumhuriyet'e değerlendiren SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, Akşener’in açıklamalarına ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İşleyen, şu ifadeleri kullandı:
"Yani şöyle, zaten çelişkili ittifaktı uzun zamandır. Bu şey buralara gelmesin diye uzun zamandır bir sorumluluk çağrısını yineledik sürekli. Çünkü herkesin kendi şeylerini dayattığı bir yolun çıkmaz olabileceğini ortaya koyuyorduk. O yüzden bütün muhalefet, sadece altılı masa değil aslında Türkiye'nin ilerici birikimlerini kürdüyle türküyle alevisiyle sünnisiyle gençlerini kadınlarını kapsayan bir ortak mücadele sürecinin örgütlenmesi gerektiğini söylüyorduk. Bunun için de herkesin sorumlu davranmasını ifade ediyorduk.
Ortaya çıkan tablo bir sorumsuzluk tablosudur elbette. Burada ifade edilen şeylerin ötesinde aslında bu rejimin bugünkü gibi kalmasından yana olan bir grubun kışkırtmasının rol oynadığını düşünüyoruz. Bu noktaya gelmiş olmasında. Bugünkü rejimin yanına dizilen dolayısıyla AKP'ye doğru biçilmiş bir dikiş var.
"BELKİ AKP'NİN 'YUVAYA DÖN' ÇAĞRILARINA VERİLMİŞ BİR YANITTIR"
Toplumda çok büyük bir değişim talebi var. Ve bu değişim talebi bütün bu 20 yıllık sürecin AKP'nin biriktirdiği neoliberal sermaye politikalarına dayanan özelleştirmelere dayanan bir politika bir rejim kuruldu. Ve buna dönük toplumda ciddi bir itiraz süreci var. Ve bir değişim talebi var. Bu değişim talebinin önüne de geçecek şekilde, bunu bir dönem kontrol etme çabası içerisinde hep olundu ama bu rejimin dönüştürülmesine ilişkin bir değişime yol açabilecek gelişmelerin önünü kesmek üzere bir tür politik, sermaye politikalarına bağlı rejmin temel kodlarını korumak üzerine ortaya çıkan bir şey var. Bunların şekillendiğini düşünüyoruz. Çünkü kazanmak için tam aksinin yapılmasını söylüyorduk.
Yani Türkiye'de ilerici aydınlanmacı cumhuriyetçi devrimci birikimlerin sosyalist birikimlerin dışlandığı bir tabloyla türkiyenin başaramayacağını, önümüzdeki iktidar değişimi ve sonrasındaki bu rejimin dönüştürülmesi süreci konusunda bir başarının mümkün olmadığını söylüyoruz. dolayısıyla sadece altılı masanın değil çok geniş muhalefet birikimlerinin kapsayacak bir politika olmasını söylüyoruz. İşte aslında o çok geniş olan belki depremde de gördünüz, deprem sonrasındaki Türkiye'nin ilerici devrimci birikimlerinin ortaya koyduğu inisiyatifte de, mücadele inisiyatifinde de ortaya çıkan toplum çok geniş kesimlerinde gençlerinde değişim iradesi var. Bunu kontrol altına almaya çalışan bunun esas olarak bu rejimin özünü korumaya çalışan bir çıkış var.
Neticede bu çıkış aslında AKP ile hizalanmaktır. Türkiye toplumunun en geniş kesimlerinin halkın büyük acı içerisinde bir çaresizliğe mahkum edilmiş toplumun karşısına geçmektir. Dolayısıyla AKP'ye doğru bükülmüş bir tavır ortada. Belki AKP'nin yuvaya dön çağrılarına verilmiş bir yanıttır.
Biz 20 yıldır mücadele ediyoruz. 2010 referandurumundan bu yana çok açık bir tercihimiz var. Eğer faşizm bir ülkede söz konusuysa onu tüm güçlerle yenmek gerekir. Bu politikanın sürdürülmesi gerekir."