Günümüzde toplumlar hakkında elde ettiğimiz bir çok kültürel ve tarihî bilgiyi yazıya borçluyuz. Asırlar geçtikçe değişen yazı, son olarak alfabelere dönüştü. Ve bugün alfabeler sayesinde yeni araştırma alanları oluştu.
Bu araştırmaların ışığında Türk tarihi hakkında da pek çok bilgiye ulaşabiliyoruz. Biz de Türklerin tarih boyunca kullandığı alfabeleri sırasıyla derleyip inceledik. Bakalım hangi bilgilere ulaştık?
Alfabelerden önce yazı nasıl bulundu?
Biliyoruz ki yazının icadıyla insanlar arasındaki iletişim gelişmeye başladı ve tarih daha silinmez, aktarılabilir bir hâle geldi. Bugün tarihle ve kültürlerle ilgili elde ettiğimiz bilgilerin çoğunu yazının icadıyla öğrendik. Peki bu yazıyı kim icat etti?
Yazının icadı M.Ö. 3500 yıllarına dayanıyor. Bu tarihlerde Sümerler tarafından çivi yazısı icat ediliyor. Tabii ki de yazı bir anda icat edilmemiş. Toplumlar şehirleri oluşturmaya başladığında, tarım ürünlerinden alınan verim arttığında ve en önemli gelişme olan ticaretin artması durumlarında yazıya ihtiyaç duyulmuş. İlk önce ticarette alacak verecek sayılarını kayıt altına alabilmek için semboller kullanılmış. Zamanla bu sembol sayıları artmış ve geliştirilmiş. Başlangıçta her sembol bir kelimeyi anlatırken zamanla semboller işaretlere dönüşmüş.
Böylece yazı, Sümerler ile başlayan çivi yazısıyla yakın coğraflyalar olan Anadolu ve İran bölgelerindeki uygarlıklara da aktarılmış.
Bu noktada şuna da değinelim, tarihteki ilk yazı çivi yazısı değildi
M.Ö. 3200’li yıllara baktığımız zaman Sümerler dışında sembolleri yazı olarak kullanan bir toplum görebiliriz: Mısırlılar. Eski Mısır toplumunun en bilindik yazı sistemi olan Mısır hiyeroglif yazısını duymuşsunuzdur. Hiyeroglif yazı resimlerden oluşuyor ve her resim bir kelimeyi tanımlıyor. Bu yazı sistemi Eski Mısır’da tapınak, mezar, saray gibi mimari yapıların duvarlarında keşfedilmiş.
Daha sonra bu semboller basitleştirilerek bir harf hâline dönüştürülüyor ve bu gelişmeden sonra alfabeler oluşmaya başlıyor.