Türkiye’den yeni nesil oyun yazarlarının işlerini sahnelere taşıma ve izleyiciye yaratıcı yeni işleri ve isimleri ulaştırma amacıyla; Merve Güran, Musa Can Pekcan ve çok uzun zamandır alternatif sahnelerden tanıdığım Şakir Güler’in birlikte kurduğu Dokuz On Beş Tiyatro Topluluğu’nun son oyunu “Sıfırdan”, yılın son ayına yetiştirdikleri prömiyerinin ardından izleyicilere ulaşmaya devam ediyor. Kültüral Performing Arts sahnesinde izlediğim ve özellikle metindeki duygusal derinliği ve Şakir Güler’in içten performansını alkışladığım “Sıfırdan”, “Yıkılan hayallerin, çalınan mutlulukların suçlusu gerçekte kim? , Cevahir karakterinin hikâyesi üzerinden hesaplaşmaya çağırıyor.
SÖZLER KALBİNİZE İŞLİYOR
Reji koltuğunda Hilal Arda’nın oturduğu oyunun yönetmen yardımcılığında Yonca Hiç, dramaturg olarak Kumru Yaren Cengiz yer alıyor. Oyun, bir süpermarketteki ufak hırsızlığının ardından, marketin güvenlik odasına tıkılan Cevahir karakterinin tüm heyecanlarını, umutlarını hatta aşklarını çalan hayata ve herkese öfkesinin canlandığı anlardaki hesaplaşmasını aktarıyor. Aslında bilirsiniz, tek kişilik oyun hem oyuncu hem izleyici için zordur. Dolayısıyla oyunun içine girmek elbette zaman alıyor ancak Şakir Güler hikâyeyi öyle içten paylaşıyor ki söylediği sözler kalbinize işliyor. Hele oyunun bir yerinde söylediği vurucu bir söz öyle dokundu ki oyunun çıkışında tanıştığım metnin yazarı Gizem Kurtulmuş’a, “Senden hesap sormam lazım” diyerek latife de ettim. “Yaralayana benzer olanla yaralarımı iyileştirmeyi öğreniyorum”, ifadesi Kurtulmuş’un kaleminden çıkan güçlü ve derin ifadelerden yalnızca bir tanesi. Oyunun sahnedeki kahramanı Şakir Güler de oyunculuğuyla, oyun ilerledikçe sizi hikayesine daha çok çekmeyi başarıyor. Birçok tek kişilik oyunda artık bitse de gitsek duygusu yaşarken, neredeyse bittiğine şaşırarak ayrılıyorsunuz. “Sıfırdan” 31 Ocak Salı akşamı, 20:30’da Kadıköy Emek Tiyatrosu’nda olacak. İzleyin derim.