Yeni yılla birlikte kültür sanat etkinlikleri daha da yoğunlaşarak sürüyor. Bunlar arasında en dikkat çekenlerden biri Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası’nın (BİFO) “Yeni Yıl Konseri”.
Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde bu akşam saat 20.00’de başlayacak konserde BİFO’yu Suisse Romande Orkestrası, Danimarka Kraliyet Balesi, İngiliz Ulusal Operası, New York Şehir Balesi gibi köklü kurum ve orkestralarla konserler veren Carolyn Kuan yönetecek. Orkestra, trompet sanatçısı Romain Leleu’ya eşlik edecek. Başarılı şef Carolyn Kuan ile konuştuk.
- Hartford Symphony Orchestra’nın ilk kadın ve ilk Asyalı orkestra şefisiniz, bu ilkler orkestranız için ne kadar önemliydi, neleri değiştirdiniz?
Hocalarımdan biri bir keresinde “Carolyn, senin üç handikapın var. Kadınsın, Asyalısın ve gençsin” demişti. Verdiğim cevabı hatırlıyorum: “Güzel, en azından bunlardan biri değişecek.” Sonsuza kadar genç kalmayacağım. Kusursuz bir müzisyen ve orkestra şefi olmaya odaklanıyorum. Bunun ötesinde değiştirebileceğim çok fazla şey yok. Hartford Senfoni Orkestrası’nda, “Çeşitlilik”, “Eşitlik” ve “Kapsayıcılık” yoluyla dünyayı iyileştirme hareketinin bir parçasıyız.
"GURUR DUYARDI..."
- ABD’de yaşamaya başlayan 14 yaşındaki halinizin aklından neler geçiyordu? O haliniz bugünlerinizi görse neler hissederdi?
Benim Asya’daki ortaokulum ve ABD’deki lisem birkaç yıllığına kardeş okullardı. Ben de bir yaz yurtdışını ziyaret etmek ve okumak için seçildim. Okulun ilk günü öğretmen, “Soru sormaktan çekinme” demişti. ABD’de söylenecek çok normal ve tipik bir şey ama ben büyürkenki “sessiz ol ve öğretmeni dinle” yönteminden tamamen farklı. O zaman 13 yaşındaydım ve zaten oldukça asiydim. Soru sorabilmenin öğrenmek istediğim şey olduğunu biliyordum. Kabul edildiğimde yalnız başıma ABD’ye geleceğim için heyecanlıydım. Eğer evimde kalsaydım asla orkestra şefi olamayabilirdim.
14 yaşındaki halimin benimle gurur duyacağını hayal ediyorum. Ama bana daha fazla risk almamı ve maceraya atılmamı söylerdi!
"ORTAK YÖNÜMÜZ FAZLA"
- İstanbul’da nasıl bir konser olacak?
Dünya çok farklı bir yer şu anda. Konserin neşe, umut ve bir araya gelme gecesi olmasını istedik. “Olympic Fanfare” ile açılış yaptıktan sonra seyircilerin favorileri olan “İtalyan kapriçyosu”, “Paris’te Bir Amerikalı”, “Capriccio Espagnol”, “Köçekçe” ve ayrıca Norveç, Çin, Meksika ve daha fazla ülkeye müzikal ziyaretler yapacağız. Ben her zaman insanların diğer kültürleri öğrenmek için daha fazla zaman ayırırlarsa, farklılarımızdan çok ortak yönümüz olduğuna inandım.
- Türk izleyicisine ve zor günler geçiren LGBT+ topluluğuna bir mesajınız var mı?
Müzik benim vaham. Meditasyon gibi, zamanı askıya alıyor ve bana enerji, güç ve umut veriyor. Ayrıca bana yalnız olmadığımı ve müzik aracılığıyla dünyanın dört bir yanında, geçmişten ve gelecekten ve şimdiden milyonlarca insanla bağlantılı olduğumu hatırlatıyor. LGBTQ+ topluluğunun bir üyesi olmaktan gurur duyuyorum ve Türk izleyicileri ve toplulukları hakkında daha fazla şey öğrenmeyi sabırsızlıkla bekliyorum.