Kalabalık olan şehirlerde trafik adeta kanayan bir yara. Uzun yıllardır mücadele ettiğimiz bu probleme karşı da hem şirketler hem de bireyler sürekli çözüm bulmaya çalışıyor. Bu bağlamda biri ortaya bir şey attığında sorunu çözemese de diğerlerinin yoluna ışık tutmuş oluyor. Prototip aşamasından ileriye gidemeyen araçları buna örnek gösterebiliriz.
Fakat son yıllarda trafik sorununun hem ülkemizde hem de diğer ülkelerde yaygın olarak kullanılan scooter’lar sayesinde bir nebze hafiflediğini gördük. Daha da önemlisi, bireyler daha ucuz maliyetle şehir içi seyahat etmenin yolunu bulmuş oldu. Peki ulaşımı sağlayan scooter’ların yeni olmadığını, yüz yıldan uzun bir tarihinin olduğunu biliyor muydunuz?
1800’lü yılların sonlarına gidiyoruz:
Bildiğimiz şekilde görünen ilk scooter, 1915 yılında karşımıza çıktı. Fakat olaya 1800’lerin sonlarından giriyoruz çünkü bu zamanlarda insanlar, bisiklet gibi ulaşım araçlarını nasıl geliştirebilecekleri üzerine yeni fikirler üretiyordu. Selenin alt kısmına, motorla bağlantısı olan bir dişli ekleyip onu da arka tekere bağlamak bu fikirlerden biriydi.
Bunun yanında arka tekerin merkez kısmına motor yerleştirme fikri de bulunuyordu. Bu gibi sayısız fikirler, insanların ulaşım araçlarını nasıl daha verimli kullanabileceği konusuna ışık tuttu. Hatta şehir bisikleti olarak bildiğimiz, kadro kısmı eğik modelin fikri de bu dönemlerde ortaya çıktı.
www.idrak34.com