Kamuoyunda “Sansür Yasası” olarak bilinen, internet medyası ve sosyal medya ile ilgili yeni yaptırımlar öngören, “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu düzenleyen 29. maddesi, TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP oylarıyla kabul edildi.
Konuya ilişkin Cumhuriyet'e konuşan Gazeteci ve Akademisyen Can Ertuna, "40 maddelik bir paketten bahsediyoruz. Kamuoyunda en çok tartışılan ise 29. madde. Buna göre 'halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse' 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılabilecek. Bu madde eğer kötüye kullanılırsa ki kullanılmaya çok açık; yarın öbür gün dezenformasyon adıyla sadece gazetecilerin değil, bilim insanlarının, sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını da etkileyebilir. Örneğin, TÜİK'ten farklı bir enflasyon rakamı açıklayan yine saygın bir araştırma grubu, halkı korku ve endişeye sevk etmekten yargılanabilir bir suçlamayla karşıya karşıya kalabilir'' dedi.
Bu yasanın ne kadar işlevsel olabileceği üzerine konuşan Ertuna, ''Bilgi kirliliğini engelleme iddiasındaki bu yasa, aslında bilgi kirliliğini artıracak çünkü bilgi her türlü çatlaktan sızar. Ve bu yasayla birlikte bilgi kapalı ortamlarda dolaşırsa, kontrol edilmesi güç bir canavar ortaya çıkar. Biz Rusya ve Çin olamayız, çünkü onlar paralel dijital dünyalarını kurdular. Türkiye'de halkın bu ihtiyacını karşılayacak bir uygulama yok'' şeklinde konuştu.
Hukukçu Kerem Altıparmak ise 29.maddeye ilişkin, ''İktidar sansür yasasında yer alan 'halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçunun başka Avrupa ülkelerinde de olduğu söyledi ancak doğruyu söylemiyorlar. Venedik Komisyonu raporu da bu iddiayı yalanlıyor. Yani asıl dezenformasyonu yasayı yapanlar yaymış. Olmayan şeye var demişler, doğruyu söylemiyorlar. Venedik Komisyonu raporu da bunu ortaya koyuyor. Başka ülkelerde böyle bir durum söz konusu değil'' değerlendirmesinde bulundu.