Modern Zamanlar filmi 1936 yılında gösterime girdi. 1929 yılındaki Büyük Ekonomik Buhran sonrasında makineleşmenin etkisiyle ortaya çıkan ekonomik ve toplumsal bozulmalar ile artan işsizlik sorunlarına değiniyordu. O dünyadan bir örnekti.
Türk sinemasına baktığımızda ise bizde de Yeşilçam filmleri kendi döneminde yaşanılan sorunlara değindiler. 'Ayşecik, Sezercik, Küçük Emrah...' hep o dönemin karakterlerinden. Yani çekilen birçok film ve dizide, yazılan kitaplarda hep o dönemin sorunlarına değiniliyor. Günümüze geldiğimiz zaman ise psikolojik sorunlara değinen film ve dizilerde bir artış olduğunu görüyoruz.
Biz de psikolojik bir buhrandan geçiyor olabilir miyiz?
Psikolojik bozuklukların toplumda görülme oranının yükselip yükselmediğini anlamak için bilimsel verilere başvuralım dedik ve şu sonucu gördük: 1998 yılında yapılan Türkiye Ruh Sağlığı Profili araştırmasının verilerinde Türkiye’de 18 yaş üstü bireylerde ruhsal bozukluk görülme sıklığı %17.2 olarak bulunmuş.
Görece daha yakın zamanda yapılan araştırmalara gelirsek eğer veriler şu şekilde: “Ruhsal Bozuklukların Yaygınlığı, Cinsiyetlere Göre Dağılımı ve Psikiyatrik Destek Alma ile İlişkisi” başlıklı 2012 yılında yapılmış çalışmanın verilerine göre duygu durum bozukluklarının toplumda görülme sıklığı %37’ye kadar çıkmış durumda. Onu takip eden bozukluk ise ) ile anksiyete bozukluğu.
"Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi"nde neredeyiz?
1943 yılında Abraham Maslow, 'İhtiyaçlar Hiyerarşisi' adında bir teori ortaya attı. Bu teoriye göre insan fiziksel ve duygusal gelişimini beş aşamada tamamlardı.
İlk aşamada insan, fizyolojik ihtiyaçlarını giderirdi. Bu ihtiyaçlar nefes almak, yemek, su, boşaltım, cinsellik, uyku, sağlıklı metabolizma gibi ihtiyaçlardı. Bu ihtiyaçların hepsi karşılandığında insan ikinci aşamaya geçerdi.
İkinci aşamada ise kişi, güvenlik ihtiyacını karşılardı. Yani beden bütünlüğünü, işini, ekonomik olarak refahını, ahlakını, ailesini, sağlık ve mülkiyet güvenliğini sağlamaya çalışırdı. Bu aşama da bittikten sonra kişi üçüncü aşamaya geçerdi. Üçüncü aşamaya geçmeden önce burada biraz duralım ve Modern Zamanlar filmine geri dönelim. Makineleşme var, iş sorunu var, ahlak problemleri var. Biraz bu aşamayı andırıyor değil mi?
Üçüncü aşamaya geldiğimizde ise burada sevgi ve ait olmak var. Arkadaşlık, aile, cinsel mahremiyet gibi asıl duygusal ihtiyaçlar burada başlıyor. Yani psikolojik sorunlar burada ortaya çıkmaya başlıyor, diyebiliriz.
Dördüncü aşamada ise saygınlık var. Öz saygı, öz güven, başarı, başkalarına saygı duymak, başkaları tarafından saygı duyulmak bu aşamada hissedilen ihtiyaçlar.
Beşinci aşamada ise birçoğumuzun hedefi olan kendini gerçekleştirme bulunuyor. Bu aşamada erdemli, yaratıcı, içten, problem çözücü, ön yargısız, hakkikati kabul eder olmak gibi hissedilen ihtiyaçlar bulunuyor.
Günümüzde 3-4-5 aşamalarından hangisinde olduğumuzu net bir şekilde söyleyemesek de çekilen filmlerin/dizilerin duygusal ihtiyaçlar üzerinden şekillenmesi, psikolojik sorunlara değinmesi tema olarak da sevgi ve ait olma ihtiyaçlarını çoğu zaman kullanması üçüncü aşamada olduğumuza işaret ediyor olabilir.
Yazının girişinde bu sorunlara dair farkındalığımızın artmış olma ihtimalinden bahsetmiştik, bu ihtimal dahi ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidinde daha yükseklere çıktığımıza işaret etmez mi?
Kaynaklar: Dergi Park, Nöropsikiyatri Arşivi, İstanbul Tabip Odası