Psikiyatri hastalarının hastaneye başvurduklarında hep bir endişesinin bulunduğunu söyleyen Kayseri Şehir Hastanesi’nde Psikiyatri Uzmanı Dr. Muhammet Emin Dağüstü, “Psikiyatri hastalarının ilk başta geldiklerinde hep bir endişesi olur. ”Ne anlatacağım. siz sorun ben söyleyeyim. Randevu aldım geldim ama ne anlatacağımı bilmiyorum” diye. Bu tarz şeylerle bize gelirler. Onlara söylediğim şey bizimde aynı kendileri gibi insan olduğumuz, hastanenin onlar için yapıldığı ve bizlerinde onlar geldiklerinde yardımcı olmak için burada bulunan memurlar olduğumuzdur. Onlardan bir farkımızın olmadığını anlatıp, onları hem biraz ısıtmaya hem de biraz rahatlatmaya yönelik söylemlerde bulunuyorum. Gerçekten de öyledir. Aslında hepimizin psikiyatriye başvuran hastalar gibi parçaları vardır. Yani hepimiz doğduğumuzdan itibaren biriktirdiğimiz parçaların bir bütünüyüz. Bazen bu parçalar bazı yerlerde işimize yarar ve biz o parçalarla bir yerlere gelebiliriz. Bazen bazı savunma mekanizmalarını fazlaca kullanırız ve bu fazlaca kullandığımız için orası şişer. Bir şeyi fazla kullandığınızda orası aşırılıktan ötürü, tahammülsüzleşebiliyor, tükenebiliyor. Tükenmişlik belirtileri ortaya çıkabiliyor” ifadelerini kullandı.
Psikiyatri hastalarının ‘psikiyatriste gidersem nasıl görünürüm? diye kafalarında hep bir sorunun olduğunu belirten Dağüstü, “Psikiyatri hastalarının, birçoğu benim gözümden ve konuştuğum arkadaşlarımdan da duyduğum kadarıyla bizim gibi olan sadece bazı açılardan bazı savunma mekanizmalarını bazı karakter özelliklerini çok sık kullandıkları ve o kullandıkları yöntemlerin işe yaramadığı için tükenerek, tahammülsüzleşmiş, öfkelenmeye başlamış, önceden işe yarayan yöntemleri şimdi işe yaramadığında ne yapacağını bilemeyen kişilere dönüşüyor. O şekilde bize başvuruyorlar ya da başvurmuyorlar. Bazı endişeler oluyor. ‘Psikiyatriste gidersem nasıl görünürüm? Psikiyatriste gittim artık ilaçlık oldum’ gibi görünebiliyor. Bu konuda bizimde öz eleştiri yapıp, sistemi içerisinde bulunduğumuz durumu, devletin bize verdiği süreyi çokta bahane etmeden, verilen süre ne kadar ise o süre içerisinde olabildiğince doğru olanı yapmaya çalışmamız iyi olur. Böylece hastalarda ‘ben artık ilaçlık hasta oldum’ gibi bakmazlar” şeklinde konuştu.