Safra kesesi taşı hastalığı, son yıllarda artan olumsuz beslenme alışkanlıkları nedeniyle giderek artış göstermeye başladı. Medical Point Gaziantep Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Şahiner, safra kesesi taşı oluşumunun hızla kilo alıp verme, dengesiz beslenme, şeker hastalığı ve gebelik gibi faktörlerle doğrudan ilişkili olduğunu belirtiyor.
Prof. Dr. Şahiner: Safra Taşı Oluşumu Nasıl Gerçekleşir?
Prof. Dr. Şahiner, safra kesesi taşlarının, safra sıvısındaki safra asitleri, kolesterol ve minerallerin dengesizliğinden kaynaklandığını vurguluyor. Meydana gelen bu dengesizlik, safra sıvısının kıvamını bozarak önce safra çamuruna sonra da safra taşı oluşumuna neden olur. Bunun yanı sıra mide cerrahisi ve obezite gibi işlemler, safra kesesinin fizyolojik işleyişini bozarak safra kesesi taşı oluşumunu tetikleyebilir.
Safra Kesesi Taşı Belirtileri Nelerdir?
Safra kesesi taşı belirtileri, çoğunlukla mide ağrısı, hazımsızlık, yemek sonrası şişkinlik ve karın sağ üst kısmında yer alan bir ağrı ile kendini gösterir. Prof. Dr. Şahiner, safra kesesi taşı hastalığının ilerleyen evrelerinde ateş, bulantı, kusma ve safra yolu tıkanıklığına bağlı sarılık gibi daha ciddi semptomların da görülebileceğinin altını çiziyor.
Hastalığın gösterdiği bu belirtiler, mide ve on iki parmak bağırsağı hastalıkları ile karışabileceğinden, bir uzman tarafından doğru bir tanı yapılması büyük önem taşır.
Prof. Dr. Şahiner Safra Kesesi Taşı Teşhisini Anlatıyor
Prof. Dr. Şahiner, safra kesesi taşı teşhisi koyulabilmesi için hastanın ilk olarak detaylı bir fiziksel muayeneden geçmesi gerektiğini ve ardından karın ultrasonografisi ile değerlendirme yapılması gerektiğini belirtiyor.
Bunun yanı sıra kan biyokimyası ve tam kan sayımı gibi testler, iltihabi durumlar veya safra yollarındaki tıkanıklıkları tespit etmek için kullanılacak diğer yöntemler olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Şahiner, eğer gerekirse manyetik rezonans (MR) gibi ileri görüntüleme yöntemlerine başvurulabileceğini de ifade ediyor.
Safra Kesesi Taşı Tedavi Yöntemleri
Safra kesesi taşı tedavisinde en yaygın olarak kullanılan yöntem, "kolesistektomi" adı verilen cerrahi müdahaledir. Prof. Dr. Şahiner'in de tavsiye ettiği gibi, altın standart kabul edilen laparoskopik yöntemle safra kesesi taşları küçük kesilerle çıkarılmaktadır.
Bu minimal invaziv yöntem, hastalar için daha az ağrı, düşük enfeksiyon riski ve hızlı iyileşme süreci sunmaktadır. Bu yöntem ile safra kesesi taşı ameliyatı olan hastalar genellikle bir gün hastanede gözetim altında tutulduktan sonra taburcu edilir.
Prof. Dr. Şahiner, safra kesesi taşı oluşumunu sağlıksız beslenmenin yanı sıra hızlı kilo alıp verme, cerrahi işlemler ve beslenme alışkanlıklarındaki dengesizliğin bu riski daha da yükselteceğinin altını çiziyor. Safra kesesi taşı hastalığının belirtileri ciddiye alınmalı ve erken teşhis için uzman bir doktora başvurulmalıdır.
İlginizi çekebilir;
Siz de olabilirsiniz: Türkiye’de her 6 kişiden 1’i migren hastası
Çocuklarda DEHB: Okuldaki başarısızlığın nedeni olabilir
11 yıllık araştırma sonuçlandı: Ev işleri, egzersiz ve sosyal ziyaretler demans riskini azaltıyor!