Çorum Çölyak Derneği tarafından 'Çölyak' konulu konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mesut Sezikli, çölyak hastalığı, tanısı, tedavisi ve gluten duyarlılığı konularında sunum yaptı.
“Gluten olmazsa olmaz mıdır hayatımızda, hayır değil” diyen Prof. Dr. Sezikli, bir insanın yaşantısında gerekli olan mineral, vitamin, protein ve benzeri bütün alacağı gıdalardan karşılayabileceğini belirterek, bu yüzden glutensiz de bir yaşam olabileceğini söyledi.
Çölyak rahatsızlığı olmayan kişilerin de glutensiz yaşayarak, glutensiz beslenerek sağlıklı bir şekilde hayatını idame ettirebileceğinin altını çizen Prof. Dr. Sezikli, sadece ekmek ya da buğday değil günlük hayatta birçok alanda kullanıldığı için insanların glutene yoğun şekilde maruz kaldığına işaret etti.
'ANNE SÜTÜ ÇOK ÖNEMLİ'
Çölyak hastalığında sadece genetik etkenlerin değil çevresel faktörlerin de önemli olduğunu anlatan Prof. Dr. Sezikli, “Bizim bölgemizde olduğu gibi buğdayın fazla tüketildiği bölgelerde, toplumlarda çölyak daha sık görülüyor. Anne sütü bir sürü hastalıkta olduğu gibi çölyakta da önemli. Çocukları emzirilmesini erken bırakmak, anne sütünü erken kesmek çölyak gibi hastalıklara maalesef daha erken veya yakalanmayacaksa da yakalanmasına neden oluyor. Çeşitli enfeksiyonlar ve ek gıdalara erken başlamakta çölyakla sonuçlanabiliyor. Çölyak hastalığı genellikle çocukluk çağında tanısı konulan hastalık olduğu bilinmekle beraber yetişkinlerde de yoğun şekilde görülebiliyor. 1 yaşından 90 yaşındaki her bireyde tanısı konulabilir. Çölyak’ın ülkemizde görülme oranı yüzde 0.5 ve 1 arasında. Yüz kişide bir kişi. Bizim 800 bin hastamız olması lazım ama tanı konan bu kadar hastamız yok. Çok gizli çökyaklarımız var. Yetişkinlerde başka şikayetlerle bize gelen hastalarımı tanı konulabiliyor” ifadelerini kullandı.
'DİYET YAPILMAZSA BELLİ KANSERLERDE ARTIŞ OLUYOR'
Çölyak hastalığı belirtileri hakkında bilgi veren Sezikli, diyet yapıldığında kilo aldıran tek rahatsızlığın çölyak olduğuna vurgu yaparak, çölyak rahatsızlığı bulunan çocukların diyet yaptığında kilo kaybının ortadan kalktığının altını çizdi.
Çölyak rahatsızlığında tek tedavinin diyet olduğunu vurgulayan Sezikli, şunları kaydetti; “Şuanda tek tedavi yöntemimiz maalesef diyet. Ömür boyu devam etmesi gerekiyor. Çok iyi bir etiket okuyucu olmamız gerekiyor. Glutenli ürünlere dikkat etmeliyiz. Et, süt, balık, yumurta gibi gıdalar tamamen serbest. Listeye baktığımızda hiçbir rahatsızlığı olmayan insanında tüketmesi gereken gıdalarda çölyak hastalarımız içinde tamamen serbest.
Süt ürünleri alırken ilk 6 ay sıkıntı yaşayacağımızı bilmemiz lazım. Çölyak tanısı konduktan sonra hastalarımızdan ilk 6 ay süt ve süt ürünleri kullanmamasını öneriyoruz. Daha sonra süt ürünlerini kullanabilirler. Gluten gıda sanayinde her yerde kullanılıyor. Alakasız ürünlerde de kullanılıyor. Şampuanlarda, kremlerde, makyaj malzmeleri günlük bakım ve kozmetik ürünlerinde de gluten bulunuyor. Kontrol edilerek kullanılmalı.
Diyet yapmıyorum, şikayetimde yok diyen hastalarımız oluyor. Diyet yapmaktan bıkmış hastalarımızı oluyor. Gerçekten zor bir süreç. Diyet yapmadığınızda bu iş demir eksikliği anemisi ile kemik erimesi ile kalmıyor bilimsel çalışmalar gösteriyor ki çölyak hastaları eğer diyet yapmazsa orta ve uzun vadede vücuttaki belli kanserlerde belirli artış oluyor. Çocuklarımız, kendimiz için diyet yapmıyorum seçeneğini kullanmamız lazım. İyiyseniz diyete devam. Diyettesiniz ama düzelmiyorsunuz. Kaçak olabilir. Kullandığınız malzemeler etkili olabilir” dedi.
Konferansın ardından Vali Mustafa Çiftçi’nin eşi Azime Çiftçi, Belediye Başkan Yardımcısı İsmail Yağbat ve dernek yöneticileri tarafından çölyak hastası çocuklara karne hediyeleri verildi. Program pasta kesiminin ardından sona erdi.