Prof. Dr. Serap Şimşek Yavuz, halk arasında beta mikrobu olarak da bilinen ve çocuklarda bademcik iltihabına yol açan enfeksiyonlarda, asıl endişeye yol açan şeylerden birinin, çocuklarda 'kızıl'a neden olan türünün yayılımındaki artış olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Yavuz, bir diğer endişe nedeninin ise aslında daha çok erişkinlerde görülen, kas veya akciğer gibi derin dokulara yerleşerek hızla ölüme yol açan “invazif beta" enfeksiyonlarının, çocuklardaki görülme sıklığının artışı olduğunu kaydetti. Yavuz, beta mikrobunun penisilinle çok rahatlıkla tedavi edilebildiğini, erken teşhisin bu açıdan önemli olduğunu vurguladı.
“AZ İNSANI ETKİLİYOR AMA HIZLA ÖLDÜRÜYOR"
Yavuz, “A grubu beta hemolitik streptokok dediğimiz bakteri, aslında insanlarda sıklıkla enfeksiyona neden olan bir etken. Çocuklarda hepimizin bademcik iltihabı yani tonsillit dediğimiz tabloya yol açıyor. Erişkinde bademcik iltihabı daha nadir. Erişkinlerde daha çok deri, yumuşak doku enfeksiyonlarında çok sık karşımıza çıkıyor. Bu A grubu beta hemolitik streptokoklar bazen daha derin dokulara yayılabiliyorlar. Mesela derialtı yağ dokusunun altındaki fasyalara yani kaslara etki edebiliyorlar. Eskiden de bir dönem 'et yiyen bakteri' diye gündeme gelmişti. Nekrotizan fasiit dediğimiz tabloya neden oluyorlar. Biz buna 'invazif A grubu beta hemolitik streptokok' enfeksiyonları diyoruz. İnvaziv grup A streptokok enfeksiyonlarının sıkıntısı, çok hızlı seyrederek ölüme neden olması. Az insanı etkiliyor toplumda ama, çok hızlı öldürüyor. Şu anda dünyayı alarma geçiren durum, eskiden çocuklarda çok nadir görülürken, şimdilerde çocuklarda invaziv streptokok enfeksiyonlarında bir miktar artış olması. Çocukta nasıl görülüyor bu? Yine derin dokulara yayılabiliyor bakteri, kaslara ulaşabiliyor. Bir de özellikle viral enfeksiyon geçiren çocuklarda, akciğer enfeksiyonu yaparak kana karışıyor ve çok ölümcül tablolara neden olabiliyor" dedi.
“KIZIL HASTALIĞINDAKİ ARTIŞ ENDİŞELENDİRDİ"
A grubu beta mikroplarının bazen virüslerle enfekte olarak bazı toksinler yayabildiğini ve bu toksinler nedeniyle de çocuklarda “kızıl hastalığı" tablosuna yol açtığını kaydeden Prof. Dr. Yavuz, bir diğer endişe nedeninin de kızıl hastalığının görülme sıklığındaki artış olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Yavuz, şu bilgileri verdi: “Kızıl toksini taşıyan A grubu beta hemolitik streptokok, bademcik iltihabı olan çocuklarda kızıl tablosunun oluşmasına yol açabiliyor. Belirtiler bademcik iltihabı gibi başlıyor ama sonra bulantı, kusma, daha yüksek ateş, deride kırmızılıkların, pürtüklü bir görüntünün oluştuğu kızıl hastalığı tablosu başlıyor. İngiltere ve Hollanda, İrlanda gibi bazı Avrupa ülkelerinde alarmda olmalarının bir nedeni de kızıl vakalarının çok artmış olması."
"KORKULACAK BİR ŞEY YOK"
Dünyayı bu kadar endişelendiren enfeksiyonun tedavisinin aslında çok basit olduğunu kaydeden Prof. Dr. Yavuz, “Önemli olan hızla teşhis konması" diyerek şu bilgileri verdi:“Streptokok enfeksiyonlarında hepsinin tedavisi penisilindir. Antibiyotiklere direnç kazanan bir patojen de değil. O nedenle de bu anlamda sıkıntı yok. Ama problemin kaynağı, özellikle invaziv streptokok ve kızıl vakalarındaki artış. İngiltere'de aslında pandemiden önce bir yükselme trendi vardı. 2018'de pik yapmıştı. Hatta o dönemde daha fazla kızıl ve daha ağır hastalığa neden olabilen bir suşun ortaya çıktığı biliniyordu. Şimdi bu klasik, 3-4 yılda bir beklenen artış mıdır, yoksa pandemi nedeniyle kapalı kalındı, şimdi birdenbire daha çabuk bulaşabiliyor ondan mıdır henüz bilmiyoruz. Sonuçta bu bakterilerin de bulaşması, yakın temasla oluyor. Şu anda dünya için çok ciddi bir tehdit olarak görülmüyor. Onu söylemek lazım. Sayılar o kadar yüksek değil" dedi.