Prf. Dr. Sözüer olayı hukuki açıdan inceledi. Bilimsel verileri ortaya koydu. Mütalaada, cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Milletle Buluşma” mitingi için başvurduğu ancak iptal edildiği belirtildi.
Sözüer mütalaada şu bilgileri verdi: “Her partinin miting yaptığı Gar Meydanı’nın soyut bir gerekçeyle iptali, çok sıkışık seçim ve propaganda takvimi sürecinde eşitsizliğe neden olmuştur. Nitekim mülki amirliğin gerekçesiz iptal kararı ve güven vermeyen tutumu nedeniyle, Kılıçdaroğlu’nun 3 Mayıs’taki Milletle Buluşma Mitingi iptal edildi.”
"İZİN VERİLMESİ GEREKİRDİ"
Daha sonra yaşananlar ise Sözüer şöyle aktardı: “Miting yapmak isteyen CHP Erzurum İl Başkanlığı, Erzurum Valiliği’ne tekrar başvurdu. Bu kez İmamoğlu’nun katılacağı duyuruldu. Milletle Buluşma Mitingi yapılacağı beyan edildi. Erzurum Valiliği ise gönderilen dilekçeye ret cevabı verdi. Mütalaaya göre bu ret yazısı mülki idarenin ifade, toplanma ve siyasi bir hakkın kullanılmasına yönelik tutumunu ortaya koydu.”
Sözüer’in yayımladığı mütalaada şu tespitler yer alıyor: “Söz konusu miting gerçekten bir güvenlik riski nedeniyle iptal edilmişse bu bir anlamda mücbir sebep sayılacağından, CHP’nin aynı meydanda 7 Mayıs Günü Ekrem İmamoğlu ile yapacağı mitinge izin verilmesi gerekirdi. CHP ve Ekrem İmamoğlu’nun bu alanda toplanma hakkını kullanmasından mahrum edilmemesi gerekirdi.”
Mütalaaya göre, ayrıca İmamoğlu’nun Erzurum’a gelmesi ve kent meydanına varması sürecinde, çeşitli gruplarca hakarete maruz kaldığı da görülüyor. Saldırıyı gerçekleştirenlerin ise provokasyonlarını canlı olarak da yayımlaması durumun karmaşıklığını ortaya koyuyor.
(Adem Sözüer)"SORUŞTURMA YAPILMALI"
Mütalaada çok sayıda kişinin yaralandığı olay yerinin aynı zamanda birçok suçun işlendiği yer olduğu da vurgulandı. Olaydan sonra gerekli tedbirler alınmadığı, olay yeri incelemesinin ve delil toplama işleminin yapılmadığı mütalaanın en çarpıcı bölümü olarak dikkat çekti. Sözüer’in yayımladığı yazıda mitingin iptalinin hukuka aykırı olduğu belirtilirken saldırgan grupların engellenmediği ve güvenlik tedbirlerinin alınmadığı vurgulandı.
İstanbul Üniversitesi Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer, “Kasten öldürmeye teşebbüs, tehdit gibi pek çok suç işlendi. Kamu görevlilerinin cezai sorumluluğu var. Muhalefet partilerine yapılan saldırıların aydınlatılması için konunun bir an önce soruşturulması gerekmektedir. Demokratik hukuk devletinde bu zorunludur. Kanun çok açıktır” ifadelerini kullandı.