Haber7 - ÖZEL
15 Temmuz Derneği Başkanı Gazi Erol Bulut, 15 Temmuz Darbe Girişimi'yle ilgili Haber7'ye önemli değerlendirmelerde bulundu.
Darbe girişimine karşı durulan direnişle milletimizin büyük bir özgüven ve çelikten irade kazandığını söyleyen Gazi Erol Bulut, hain darbe girişiminde yaşadıklarını anlattı.
"DARBE GİRİŞİMİNİ DUYUNCA HAREKETE GEÇTİK"
Darbe girişimini duyunca hemen harekete geçtiklerini belirten Erol Bulut, "O gün Türkiye her şey normaldi. Hatta normalin üstünde iyilik vardı. O gün sadece Fransa’da bir terör eylemi olmuştu. Biz de her şey yolunda giderken akşam bir yemek toplantısında haberi duyduk. Binali Bey, ‘Bu bir kalkışmadır’ deyince darbe girişiminin olduğunu anlamış olduk. Tabi toplantıyı iptal ettik biz. Hemen harekete geçtik." ifadesinde bulundu.
"ALLAH BİZE GÜÇ ONLARA KORKU VERDİ"
Önce AK Parti İstanbul İl Binasına gelen darbecileri püskürttüklerini belirten Gazi Erol Bulut, "Önce Kağıthane tarafından AK Parti İl Başkanlığı’na gittik. Oraya gelen 2 askeri araçtaki terörist grubu püskürttük. Bedir’de olduğu gibi Allah bize güç onlara da korku verdi. Arkasından havalimanına gidelim diye düşündük. Yollar kapandığı için gidemedik. Eyüp Sultan’dan şehitliklerden geçelim dedik. Orada da Haliç Köprüsü darbecilere karşı kapatılmıştı. Devlet de bu teröristlere karşı önlemini almaya meskun mahallerde tedbirler başlamış. Eyüp Sultan’a geldiğimiz zaman Metin Hocamız dua ediyordu, ona ‘amin’ dedik. O gün şehit olmak arzusu çok vardı içimizde." diye konuştu.
"AKLIMA HASAN CELAL GÜZEL'İN SÖZLERİ GELDİ"
"Bir haber geldi ki, darbeciler Vatan Emniyet Müdürlüğü’nü basmışlar." diyen ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne hareket ettiklerini belirten Erol Bulut, merhum milletvekili Hasan Celal Güzel'in kendisine söylediği sözlerin aklına geldiğini söyledi. 'Tank' lakabıyla bilinen Hasan Celal Güzel'in sözlerini aktaran Bulut, şunu söyledi:
"Bunu anlatmazsam olmaz. Özetle anlatayım. Muhsin Yazıcıoğlu’nun cenazesine gittiğimizde Meclis’in bahçesinde Hasan Celal Güzel abimiz o eski 80’lerdeki hatıralarını falan anlattı. Dedi ki, ‘Evladım bizim kıymetimiz kalmadı. Şu musallada yatan Muhsin Yazıcıoğlu benim kardeşimdi, sen de abi diyorsun. ‘Millete yürüyen tanklara saygı duymuyorum’ dedi, ona ‘kahraman’ dediniz. Ben de ‘Demokrasiyi çiğneyenlere karşıyım’ deyince bana da ‘Tank Hasan’ dediniz ya… Bu yetmezdi evladım.’ dedi. Meclis’in bahçesini göstererek ‘Şuradan geçen 10 tane tankı durdurmalıydık.’ Bak çok önemli bir şey söylüyor; ‘Bu işler sıradan işler değil, bu işler sıralı işler. Eğer bir gün yine tekerrür ederse ki, bu hainler yine rahat durmaz.’ dedi. O 28 Şubat’ı anlatıyordu ama Allahu Alem, 15 Temmuz’u işaret ediyordu. ‘Siz de o zaman olur da karşı durursanız, bir kıymetiniz olur’ demişti. Binali Bey, ‘Bu bir kalkışmadır’ deyince o gün ‘ilk tanka ben çıkacağım’ diye cezbe halinde haykırmıştım. Tabi tankı falan göremedik."
"EMNİYET'E GELDİĞİMİZ POLİSLERLE FETÖ'CÜ HAİNLER ÇATIŞIYORDU"
Yaşadığı olayı anlatmaya devam eden 15 Temmuz Gazisi, İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne yürüdüklerini söyledi. Erol Bulut, sözlerine şöyle devam etti:
"Gece 1.30’du, biz emniyetin oraya geldiğimizde tanklar geçmişti. Trafik vardı, araçlar gidemiyordu ama insanlar yürüyordu. Geri geldim, Fevzi Paşa Caddesi’nden girdik, Hırka-i Şerif’e kadar geldik. Helikopter yukarıda uçuyordu. Polisler de cansiperane ateş ediyorlardı. İnemeyeceklerini anlayınca karşı meydana inmeye çalıştılar o hainler. Ben de o anda Emniyet’in önüne ulaşmıştım. Karşıda bir grup insan ‘Canımızı veririz, sizi indirmeyiz’ diyerek helikopterin altına yürüdü. O hainler, helikopterden sivil insanlara ateş ettiler. Benim komşum Mehmet Güder ağabeyimi de orada şehit ettiler."
"KAHRAMAN POLİSİMİZ 3 HAİNDEN BİRİNİ İNDİRDİ"
Vatan Emniyet’in önünü temizlediklerini ve FETÖ’cü emniyet müdürlerinden birini kıyafet değiştirirken yakaladıklarını aktaran Bulut, belediyenin teslim alındığına dair haberlerin üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin önüne gittiklerini söyledi. Bulut, Saraçhane'de yaşadıklarını şu sözlerle ifade etti:
"2:30’da belediyenin önüne geldim. Artık polislerin de müdahil olmuştu. Şehzade Camii tarafından sis bombaları atılıyordu. Sis bombaları ışık saçtıkça karşımızdaki teröristleri de görüyorduk. Bir kahraman polisimiz uzun ince süs havuzunun içine girdi. Biri de onun arkasından sürünerek cepheye geçti. O arada ışık hüzmelerinden polisimizi hedef aldıklarını gördüm. Dedim ki, ‘Kenara çık, seni vuracaklar.’ Polisle konuştuğumuzu duyan teröristler, polisimiz kenara çekilince ateş açtılar. O kahraman polisimiz tekrar geldi, 3 hainden birini indirdi. Diğer ikisini de bana daha sonra emniyette teşhis ettirdiler."
"POLİSE YARDIM EDERKEN VURULDUM, SUYA DÜŞTÜM"
Polislerden biri vurulunca yardım etmeye koştuğunu aktarak 15 Temmuz Gazisi, vurulduğu anı şu sözlerle anlattı:
"Esas ciğerimi yakan ikinci olay; hani benim yanımdan sürünerek geçen polisti. Sudaki polis, ‘Devrem, bu tarafa gel’ dedi. O da ‘Gelemiyorum, vuruldum.’ dedi. O an ciğerim bir yandı. Ben de dedim ki, sudaki polise ‘sen beni koru ben de ona yardım edeyim.’ dedim. Siper aldığım yerden çıktım, çıkarken bir kurşun yedim arkamdan. Ama Allah bir acı vermedi, sinek ısırığı gibiydi. İkinci kurşun ise parçaladı. O anda suya düştüm. Tabi şehit olmayı o gün çok istiyorduk. Şehitlik Peygamberimiz’e direkt komşuluk demek. O arada bayılmıştım. Bir ara ayıldım, beni 4 kişi arabada Haseke’ye götürüyordu. Saat 3 gibiydi, Haseke’de elini kaybedenler, ayağını kaybedenler...
Bir ara kanım çekilmişti, kendimi kaybetmiştim. Saat 4 gibi, bir iğne vurduklarını hissettim. Saat 6 gibi, kurşunu çıkarıp yarayı sardıklarını gördüm. Kendime geldiğimde halen o alçaklar helikopterleri uçuruyordu alçaktan. Başımda oğlum vardı, ‘Ne oldu?’ deyince ‘Kurtardık’ dediler. Dedim, ‘Beni kandırmayın, ne oldu Cumhurbaşkanımıza?’ Onlar da ‘Bunlar son çırpınışları. Cumhrubaşkanımız da sağ salim Atatürk Havalimanı’na indi, elhamdülillah’ dediler."
BUNLAR TERÖRİSTLERDEN DAHA ALÇAK!
"Ben geldiğimde 14 şehit olmuş, ben vurulduktan sonra 3 şehit daha vermişiz." diyen Gazi Bulut, darbecilerin idamlık olduğunu belirterek "Bunlar teröristlerden daha alçaklar. Savaşta bile olmayacak alçaklıklar yaptılar. Bunların hepsi idamlık aslında, bu hainleri boşu boşuna cezaevinde besliyoruz." dedi.
"BU VATAN SAVAŞTA DA BARIŞTA DA BİZİM!"
"15 Temmuz’un tanımını yapacak olursak bu milletin Çanakkale ruhudur. Bu memleketin Kurtuluş Savaşı ruhudur." ifadesinde bulunan Gazi Erol Bulut, emperyalistlere bundan sonra da asla geçit vermeyeceklerini belirtti. Millet olarak bu vatanı savunmaya devam edeceklerini kaydeden Bulut, şu ifadelerde bulundu:
"Ben Sivaslıyım. İnönü Sivas’tan trenle geçerken çapa yapan insanlarımızı görmüş. Öküzleri yok insanların. Tarlayı çapalıyorlar. Trenle istasyonda durunca sormuş dalga geçer gibi, ‘Ağalar, efendiler! Niye öküzleri çalıştırmıyorsunuz?’ Demişler ki, ‘Efendim, siz aldınız ya! Öküzleri öşür olarak aldığınız için tek kaldılar.’ ‘Bu vatan kimin?’ diye ikinci bir soru sormuş. Demişler ki, ‘Savaşta ırgatların, barışta siz efendilerimizin’ demişler. Anadolu irfanı diyoruz ya. Ne kadar basiretli bir söz değil mi? Ama elhamdülillah, bugün 15 Temmuz ile beraber daha da uyandık. Barışta da savaşta da bu vatan bizim. Yani bize pranga ve boyunduruk vurmak isteyenlere asla geçit vermeyeceğiz inşallah. Bu bir şahlanış oldu. Her zaman hatırlayacağız, her zaman yaşatacağız. 251 şehidimizin hepsinin ruhları bizlere emanet. Onlar bu vatanın namusu kirlenmesin diye canlarından geçtiler. Ölene kadar, son ateş sönene kadar bu bayrak inmeyecek, bu ezan susmayacak. Bu vatanın bekçileri olarak cansiperane yaşayacağız.
Emperyalistlere asla geçit vermeyeceğiz. Dün 15 Temmuz’da denediler, geçit vermedik. Ondan önce 28 Şubat onlara göre 1000 yıl sürecekti. Mayıs seçimlerinde ne yaptılar? Bu kez de Selahattin Demirtaş’lar ve Biden’larla denediler. Dünya bir olsa, üstümüze gelse biz uyandık, bu vatanda salyangoz sattırmayacağız inşallah. Bunu böyle bilsinler."
"15 TEMMUZ İLE KENDİMİZE OLAN GÜVENİMİZİ TAZELEDİK"
15 Temmuz darbe girişimine karşı kazanılan zaferle milletin kendine olan güvenini tazelediğini ve çelikten bir irade kazandığını vurgulayan Gazi Erol Bulut, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kendimize olan güvenimizi tazeledik. Emperyalistler 100 yıldır pranga vurmuşlardı. İçimizdeki işbirlikçiler de bizi müstemleke millet olarak bu memlekette yaşatmışlardı. Yiğit ölür kalır eseri, eşek ölür kalır semeri. Semer bırakanlar bir şey yapmadığı gibi bizi bir şey yapamaz hale getirmişler. Ben iş adamıyım. 400 kişiye istihdam sağlıyorum. Benim dedem Nuri Demirağ. Benim dedelerim 80 yıl önce uçak yapmış uçak! Dünyada uçak yapan ülkelerden biriymişiz. Bunlar yapanlara da engel olmuş hainler. Yerinde yatmasınlar. Ama elhamdülillah, bugün bir cumhurbaşkanımız var ki, araçlar ve savunma sanayii yapıyor ki! Bu millet uyandı.
Biz önceki seçimlerde hayal satanları gördük. Onlardan ders aldık. Bütün dünyayı verseler de, aç kalsak da, bu cennet vatanı vermeyeceğimizi, açlığa razı olacağımızı ancak vatansızlığa razı olmayacağımızı bu seçimlerde de gösterdik. Elhamdülillah, ilk defa bu milletin duruşu bu kadar net. ‘Aç kalırız ama biz namusumuzdan, şerefimizden, memleketimizden vazgeçmeyiz, bayrağımızı çiğnetmeyiz’ dedik. O yüzden yine cumhurbaşkanını seçtik. Bugüne kadar hep tencereler iktidar değiştirmiştir. Elhamdülillah, dünya bir tarafa geldi, hep beraber hareket ettiler ama yine de bizim çelikten irademizi kıramadılar. Bundan sonra da bu çelikten irademizi top da tank da sindiremez."