Diyarbakır'daki "hendek olayları" sırasında yaralanan, Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığı'ndaki görevine döndükten sonra FETÖ'nün darbe girişiminde şehit olan Özel Harekat polisi Niyazi Ergüven'in annesi, oğlunun acısını ilk günkü gibi hissediyor.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde F-16'lar tarafından bombalanan Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığı'nda şehit olan Niyazi Ergüven'in annesi Saadet Ergüven, AA muhabirine, oğlunu anlattı.
Evladının şehadetinden kısa süre önce Sur'daki "hendek olayları"nda bacağından yaralandığını belirten Ergüven, yaralı olduğu süreçte oğluyla yakından ilgilenme fırsatı bulduğunu dile getirdi.
'HİÇ AKLIMDAN ÇIKMIYOR'GATA'daki tedavisinin ardından yanına gelen oğlunun yarası kapanmayınca 20 gün rapor aldığını, ramazan ayını birlikte geçirdiklerini aktaran Ergüven, şöyle konuştu:
"Orada yaralandığından hiç haberimiz yoktu. Ankara GATA'ya götürülmüş, üzerinden 6 ay geçmiş, yarası kapanmamış ve bir gün araba ile gelmiş. Halen arabası bıraktığı gibi duruyor. 'Bana neden haber etmedin?' dedim. 'Çok kaygılanıyorsun.' dedi. Rapor vermişler. GATA'dakiler 'Yaran iyi olmadı, git annen baksın.' demişler. Orucu burada tuttuk. Ramazan Bayramı'nın üçüncü günüydü, Mersin'e gittik, orada 3 gün durduk. Orada durduk da hiç morali düzgün değildi. Yaralıydı ya, yarası da kapanmamış. O hiç aklımdan çıkmıyor. Biz Maraş'a döndük, kendisi de Ankara'ya döndü. Giderken kız kardeşiyle bana 50'şer lira verdi 'Birer dürüm alın yiyin.' dedi. Mersin tarafına her gittiğimde aklıma geliyor."Anne Ergüven, pazartesi günü Mersin'de vedalaşarak ayrıldığı oğlunun cuma günü şehit olduğunu, son kez darbe girişiminin yaşandığı gün konuştuklarını ifade ederek, "Cuma günü beni aradı 'Sultanım, ben çalışıyorum.' dedi. 'Allah'ım kaza bela vermesin ciğerim sana.' dedim. O gün memleketten misafiri varmış, onları evinde ağırlamış yollamış. O gece 17 kişi şehit olmuş, 'Yetişin görev var.' demişler. Yavrum, ciğerim, üstünü giymiş, silahlarını almamışlar yanlarına. Şeytan FETÖ üstlerine bombayı atmış." dedi.
15 Temmuz akşamı hiçbir şeyden haberi olmadan uyuduğunu ancak vücudunda bir sıcaklık hissettiğini, kızının gece 2-3 gibi kendisini uyandırdığını belirten Ergüven, "Kızım, 'Çocukların üstüne bomba atmışlar. Niyazi'ye ulaşamıyorum.' dedi. 23.00'te Niyazi'yle konuşmuş, 'Şimdi burası çok kalabalık, telefonu kapat. Ben seni sonra ararım.' demiş. Ondan sonra bir daha ulaşılmamış. Beni çağırdı, 'Ana kalk, Niyazi'ye ulaşamıyorum. Cumhurbaşkanı sokaklara inin diyor.' dedi. Kaymakamlığın oraya doğru giderken büyük oğlanı uyandırdım, 'Zekeriya patlama olmuş, Niyazi'ye ulaşılamıyormuş.' dedim. Yavruma ulaşılmadı. 3 gün bekleyişin ardından oğlumun cenazesi getirildi. Acısı hala dinmedi ancak yanına varırsam biter. 8 sene olacak bu sene, hiç bitmedi, bitmiyor ki."