Haber7 - ÖZEL
Muhalif yayınlar yapan Sözcü ve Birgün gazeteleri, imam hatip liseleri üzerinden sistematik bir şekilde yeni bir algı operasyonu başlattı. İmam hatip liselerinden velilerin isteği üzerine kız ve erkek öğrencilerin sınıflarının ayrılmasını yasadışı bir durummuş gibi servis edilmesi dikkat çekti.
SİSTEMATİK ALGI OPERASYONU: İLK FİŞEK PKK’NIN PROPAGANDA ARACINDAN
Mahkeme kararıyla yaklaşık 35 kere internet sitesi erişime kapatılan terör örgütü PKK’nın propaganda aracı Mezopotamya Ajansı’nı kaynak gösteren Birgün gazetesinin “Taliban zihniyeti bu kez de Van’da” başlığı attığı dezenformasyon haberleri peş peşe yayınlandı.
Eğitim-Sen Van Şubesi’nin 11 Ocak’ta Mezopotamya Ajansına açıklama yapmasının ardından Birgün gazetesi de 12 Ocak’ta haberi servis etti.
2 gün sonra yani 14 Ocak’ta ise Sözcü gazetesi de “Yeni eğitim modeli: Haremlik selamlık” başlığıyla benzer bir haber yaptı.
MARJİNAL BİR SENDİKANIN AĞZIYLA HEDEF ALDILAR
Marjinal açıklamalarıyla bilinen ve terör örgütü PKK’nın yayın organına konuşan Eğitim-Sen’in ağzıyla hareket eden Sözcü ve Birgün, okullardaki kız ve erkeklerin sınıflarının ayrılmasını Van Milli Eğitimi Müdürlüğü’ne sorulduğu belirtildi. Eğitim-Sen’in başvurusuna cevap veren İl Milli Eğitim Müdürlüğü, yasanın açık ve net olduğunu belirterek, “İlimizde müdürlüğümüze bağlı okullarda, Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 15.Maddesindeki ‘Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır. Ancak eğitimin türüne, imkân ve zorunluluklara göre bazı okullar yalnızca kız veya yalnızca erkek öğrencilere ayrılabilir' hükmüne uygun eğitim öğretim uygulanmaktadır” ifadeleriyle yasadışı bir durum olmadığını belirtti.
KIZ VE ERKEK ÖĞRENCİLERİN AYRILMASINDAN RAHATSIZ OLDULAR
Sözcü gazetesinde yer alan haberde, “Van'ın Edremit ilçesinde bulunan Şehit Murat Demirci Anadolu İmam Hatip Lisesi, İpekyolu ilçesinde bulunan Merkez Anadolu İmam Hatip Lisesi ve 15 Temmuz Şehitleri Anadolu İmam Hatip Lisesi'nde kız ve erkek öğrencilerin sınıfları ayrıldı.” ifadelerine yer verildi.
Karma eğitimin dışına suçmuş gibi lanse edilen haberde Eğitim-Sen Van Şubesi’nin “Van Milli Eğitim Müdürlüğü’ne söz konusu okullarda karma eğitime geçilmemesi halinde gerekli hukuki süreci başlatacaklarını” beyan ettiği belirtilirken tehditkâr bir dil kullanıldı.
HABER7’YE BÖLGEDEKİ STK İLE GÖRÜŞTÜ: GÜNDEMDE TUTMAK İÇİN BİR HAFTA ARAYLA HABER YAPIYORLAR
Konuyu gündemine alan Haber7, Van’daki eğitimci sivil toplum kuruluşuyla temasa geçti. Eğitim-Bir-Sen Van Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Temsilcisi Mehmet Ali Uca’ya ulaşan Haber7, perde arkasında kalan gerçekleri gün yüzüne çıkardı.
Söz konusu medyanın propaganda aracı olarak kullanıldığına dikkat çeken Mehmet Uca, “Gündemde tutmak için biri bir hafta önce biri bir hafta sonra yapıyor. Tamamen gündemde tutmak için yapıyorlar. Bunlar basit çıkışlar değil.” dedi.
Birgün’ün attığı başlığa tepki gösteren ve garabet olduğuna değinen Başkan Mehmet Uca, “Bunların derdi üzüm yemek değil bağcıyı dövmek” dedi.
Uluslararası düzlemde karma eğitimin ideolojik değil pedagojik eksende tartışıldığı bir süreçte, İslam hazımsızlığı hortlatılmaya devam ediliyor. Dağa kaçırılan çocuklara, LGBT'ye ve vatan hainlerine bırakın ses çıkarmayı, destekleyen Eğitim-Sen'i kınıyorum. HADDİNİZİ BİLİN... pic.twitter.com/04fkifqX5n
— Mehmet Uca (@mehmet_uca) January 12, 2023GERÇEK: VELİ İSTEĞİ!
PKK yayın organıyla algı operasyonu başlatan Eğitim-Sen ve sistematik bir şekilde dezenformasyon yapan Sözcü ile Birgün’ü kınayan Mehmet Uca, “Velilerin talepleriyle oluşturulmuş sınıflar bunlar. Veliler, ayrı sınıflarda eğitim görmelerini talep etmişlerdir. Van’da sadece 3 okulumuzda var bu uygulama. Bu da velilerimizin en temel hakkıdır.” ifadesinde bulundu.
YASADIŞI BİR DURUM YOK!
Milli eğitimde kız ve erkek sınıfların olmasını doğal olduğunu ve bunda herhangi illegal bir durum olmadığını vurgulayan Mehmet Ali Uca, şunları söyledi:
“Milli eğitimde bırakın sınıf sınıf, okul okul kız ve erkek ayrı ayrı okutulan okullar var. Kız liseleri ve erkek liseleri var. Bir erkek, kız lisesinde okuyabiliyor mu veya bir kız, erkek lisesinde okuyabiliyor mu? 1739 Milli Eğitim Temel Kanunu kapsamında bu uygulamalar yapılıyor. Bunun dışında kız ve erkek öğrencilerin bulunduğu okullarda veli isteğiyle kız ve erkek öğrenciler ayrılabiliyor. Bunun önün anayasal veya yasal bir engel yok. Ama beyefendilerin zorlarına gidiyor bu uygulamalar. Çünkü İslamiyet’in yayılmasını engellemeye çalışan güruhlarla karşı karşıyayız. ‘Bu uygulamaları takdir ediyoruz’ diyecek halleri yok. Farklı anlamlar farklı mesajlar vererek toplumu kirletmeye çalışıyorlar dolayısıyla. Amaç bu. ”
‘DİNDAR VE KİNDAR NESİL’ SÖYLEMİYLE HEDEF İSLAM!
Haberlerdeki bu uygulamanın ‘dindar ve kindar nesil yetiştirme amacı taşıdığı’ iddiasına tepki gösteren Başkan Mehmet Uca, “O cenah maalesef helalleşme düsturuyla yola çıkıp seçimi ara seçim arifesinde insanlara iyi görünmek istiyor ama gerçek yüzlerini de her zaman ortaya koyuyorlar. O gerçek yüzlerini gizlemek isteseler bile artık halk kamuoyu bunlara inanmıyor. Yani hedefleri ne seçmeli dersler ne de karma eğitim. Hedefleri tamamen İslamiyet. ‘İnsanları etkileyebilir miyiz, yoldan çıkarabilir miyiz?’ diye bunun peşine düşüyorlar.” tepkisinde bulundu.
DİYANET’İN DİN DERSİ YÖNLENDİRMESİNDEN DE RAHATSIZ OLDULAR
Eğitim-Sen ile beraber Eğitim-İş’in de açıklamasıyla Diyanet’in seçmeli din dersine yönlendirmesinden de rahatsız olduklarını kaydeden Başkan Uca, “Bunu yapanlar KESK’e bağlı Eğitim-Sen’liler. Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş Sendikası da seçmeli derslere yönelik Diyanet işleri Başkanlığı tarafından hutbede yönlendirmeyle alakalı birkaç cümleyi dayanak göstererek yine islam dinine yönelik çirkin ifadelerde bulundu. Buna yönelik de basın açıklamamız ve tepkimiz oldu.” dedi.
Çocuklarımıza verilen din eğitimi için "Ortaçağ zihniyeti" diyerek kinlerini kusan CHP'yle aynı dili kullanan sözde sendika da milletimizin inanç ve değerlerine saldırmakla gerçek yüzlerini gösteriyor. İŞ'leri ve dertleri çocuklarımız değil, değerlerimizi yok etmek. KINIYORUM... pic.twitter.com/LsOkBwJ0lF
— Mehmet Uca (@mehmet_uca) January 15, 2023LGBT’NİN ÖNÜNÜ AÇMAYA ÇALIŞIYORLAR
‘Toplumsal cinsiyet eşitliği’ üzerinden algı yapıldığını da belirten Uca, “Eğitim-Sen’in bu açıklamasında ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ ifadesini de kullanarak aslında kendi düsturları da olan LGBT’nin önünü açmak amacında. Ve temel hedefleri toplumu bu anlamda körleştirmek. Maalesef kadın erkek eşitliği üzerinden insanları vurmaya çalışıyorlar. Halbuki toplumsal cinsiyet eşitliğinin kadın erkek eşitliği ile hiçbir alakası yok. İkisi birbirinden çok farklı anlamlar taşıyor. Toplumsal cinsiyet üzerinden kadın erkek yönlendirmelerinin bilinçli yapıldığını iddia ederek toplumu bu yönde etkileme çalışıyorlar.” diye konuştu.
BİLİME BIRAKIN!
Karma eğitim ile ilgili bilimsel çalışmalara işaret eden Başkan Uca, “Bu uygulamaları bilim adamlarına bırakarak eğitim öğretim ortamlarının o yönde yapılması gerektiğini belirtiyoruz. Türkiye’de karma eğitime karşı çıkan bir kitle yok. Dolayısıyla da velilerin bu tür taleplerini farklı yönlere çekmeye gerek yok.” dedi.
BASIN AÇIKLAMASIYLA SERT TEPKİ: HADDİNİZİ BİLİN!
Dezenformasyona karşı basın açıklaması da yayınlayan Eğitim-Bir-Sen Van Şubesi, Eğitim-Sen Van Şubesi’nin dezenformasyona karşı sert tepki gösterdi.
Batı’nın, ‘yüzyılın pedagojik yanlışı’ olarak görüp vazgeçtiği karma eğitimin Türkiye’de ısrarla uygulanmak istenmesinin ve her gündeme geldiğinde bir rejim sorununa dönüştürülmesinin altında başka sebeplerin yattığının herkesçe malum olduğunu ifade eden Başkan Mehmet Ali Uca, basın açıklamasında şunları söyledi:
Özellikle İmam-Hatip okullarımız üzerinden algı oluşturmaya çalışan Eğitim-Sen ve akıl danışanları çocukları dağa kaçıran zihniyetin uygulamalarına bırakın karşı çıkmayı destekleyen uygulamaları ile karşımıza çıkmaktadır. Eğitim-Sen Van Şubesinin okullarımızda veli tercihine bağlı kalarak yapılan uygulamayı hazmetmemesi ve ülkemizin gelişmesine katkı sunan, milli birlik ve beraberliği önceleyen; toplumda sevgi, saygı ve hoşgörü iklimini yaygınlaştıran İmam-Hatip okullarımızı hedef almaları çok da garipsenecek bir durum değildir. Asıl endişe duydukları meselenin karma eğitim olmadığını, asıl dertlerinin çocuklarımızın eğitimde fayda görmeleri olmadığını görmekteyiz. Asıl niyetleri körpecik zihinleri bulandırıp, onları inançlarına, benliklerine, değerlerine ve vatanlarına karşı birer düşman olmalarını sağlamaktır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin sadece dini duygularını değil benliklerini de son zamanlarda LGBT eylemleriyle de bu anlamda hedef aldıkları ve çocuklarımızı ve gençlerimizi toplumsal hayatın dengesini bozacak süreçlere ittikleri açıkça görülmektedir. Bu doğrultuda her fırsatta güya demokrasi ve özgürlük kelimelerini dilinden düşürmeyen Eğitim-Sen'in, milletin cinsiyet ayarlarını bozmak ve sapkınlığı normalleştirmek için ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ adı altında LGBT komisyonları kurup cinsiyeti ortadan kaldırma çabası ise herkesin malumudur. Bu sendikamsı yapıların işine gelince hukuk maskesi taktığını ama işine gelmeyince de aslında dini değerlerimizi yok sayma stratejisi üzerinden hareketle hukuku ayaklar altına alan marjinal yapıların karargâhı haline geldiğini de görmekteyiz. 2000’li yıllar öncesinde liselerimizde okullaşma oranı yüzde 40’lardayken okullaşma adına herhangi bir adım atmayan Eğitim-Sen ve beraberindeki yol arkadaşı zihniyetlerin bugün okullaşma oranlarının yüzde 98’lere çıktığı bir süreçte 'çocuklarımızın geleceği ile ilgili ne yapabiliriz'in muhasebesini yapmaktan çok, en çok becerdiği iş olan ortalığı bulandırarak İslami değerlerimize ve hassasiyetlerimize saldırmayı tercih etmektedir. Buradan kamuoyuna ve ne yaptıklarından habersiz destekçileri olan vatandaşlarımıza ve kamu çalışanlarımıza sesleniyoruz. Eğitim-Sen ve malum zihniyetlerin derdi kaliteli ve huzurlu bir yaşam tarzı değil, kaotik ortamların vuku bulmasıdır. Bunların derdi çocuklarımız ve gençlerimiz değil, onları kullanarak toplumsal yapıyı yok etmektir. Bunların derdi kadın-erkek eşitliği değil, cinsiyet eşitliği üzerinden insanların benliklerini ve yaşam tarzlarını değiştirerek toplumu değerlerinden uzaklaştırmaktır. Bunların derdi özgürlük ve demokrasi değil, bu argüman üzerinden herkesin bireyselleşerek toplumdan alıkonulmasını sağlamaktır. Bunların derdi çocukların eğitimi değil, onların eğitimsizleştirilerek; sokaklarda anarşinin büyümesine, terör örgütlerine terörist olarak yetişmelerine, inançsız bir toplumun oluşmasına, değerlerini yok sayan bir neslin yetişmesine, aile yapısının yok edilerek toplumun dinamikliğine dinamit konulmasına katkı sağlamaktır. Bu ve benzeri hazımsızlıklar, seçim arefelerinde herkesle kucaklaşıp helalleşme argümanını kullanarak güya samimi yüz gösterenlerin aslında eylemlerinin göstermelik birer hareket olduğunu ve ellerine fırsat geçtiğinde değerlerimizi bir anda nasıl yok edeceklerinin de göstergeleridir. Bu amaçlar planlanırken bizim sessiz kalacağımızı düşünüyorlarsa yanıldıklarını göreceklerdir. Haddinizi bilin!