Verilen bir işi son geceye kadar bekletenlerdenseniz, ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaksınız.
Bilim ise zaman yönetimi ile ilgili bu duruma “Parkinson Yasası” diyor. Bu alışkanlığımızın altında bu yasa mı yatıyor?
Zaman yönetimi, modern yaşamın karmaşık dinamikleriyle başa çıkabilmenin anahtarlarından biridir.
Fakat hepimizin çok sık karşılaştığı bir durum var: Kimi zaman, tüm çabalarımıza rağmen zamanımızı boşa harcıyoruz. Bu durumun nedenini anlamak için Parkinson Yasası’na bakmamız yeterli olacak.
Parkinson yasası, işlerin tamamlanma süresinin, kendilerine ayrılan süreyi dolduracak şekilde genişlediğini öne sürüyor. Bu gözlem, zamanımızın neden boşa gidebileceğini anlamamıza yardımcı olabilir.
Bu yasa, "Yapılan iş, işin bitirilmesi için ayrılmış süreyi dolduracak şekilde genişler" şeklinde özetlenebilir.
Bu yasaya göre, bir işin tamamlanması için bize verilen süre ne kadar uzunsa, işin bitirilmesi o kadar uzun sürecektir. Mesela bir ödevi tamamlamak için bir hafta süre verildiğinde, çoğu insan bu süreyi tamamen kullanarak işi bitirir. Oysaki bu ödev, aslında sadece bir gün sürecektir.
Peki neden son güne bırakmaktan keyif alıyoruz?
İnsanlar, kendilerine verilen süreye bağlı olarak çalışmayı sürdürme eğilimindedir.
Bu durum, zamanın genişletilmesine neden olur. İşe ayrılan süre uzadıkça, işin tamamlanma süresi de uzar. Bu, gerçek süre ihtiyacını göz ardı ederek, süreye uygun davranmakla ilgilidir.
Bir diğer etken de erteleme davranışıdır. İnsanlar, işleri tamamlamak için ne kadar süreye ihtiyaç duyduklarını düşünmek yerine, süreyi ne kadar uzun kullanabileceklerini düşünürler. Bu nedenle, işi son dakikaya bırakma eğilimindedirler ve sonunda zamana karşı bir yarışa girerler.
Bu durumdan nasıl kurtulabiliriz?
İşlerinizi planlarken, işin ne kadar süreceğini gerçekçi bir şekilde tahmin edebilirsiniz. Sürenizi ihtiyacınız olan süreye göre belirlemeye çalışın ve bu süreye sadık kalın. Size verilen süre yerine, kendiniz için bir son tarih belirleyebilirsiniz.
Bu tarih, işin gerçek süresine yakın olmalı ve sürenizi daha verimli kullanmanıza yardımcı olacaktır.
Kaynaklar: Economist, Springerİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: