Beyaz Saray'ın önündeki ünlü çimlerde sıradan bir turist gibi görünen kişi, Kolombiyalı uyuşturucu baronu Pablo Escobar'dan başkası değildi.
Fotoğraf çekiminin arkasında ise dünya tarihine damga vuracak bir hikâye yatıyordu.
1981, Escobar ailesinin ABD'yi ziyaret ettiği yıl olarak kayıtlara geçti.
Beyaz Saray'ın önünde çektirdikleri bu fotoğraf, sadece bir tatil anısı gibi görünebilir. Ancak bu kare, yıllar sonra Escobar'ın efsanevi yükselişini ve dünya çapında nasıl tanınan bir suçlu hâline geldiğini düşündüğümüzde büyük ironi taşıyor.
Escobar, kendi ülkesinde tanınsa da o dönemde henüz ABD makamları tarafından aranmayan ve bir turist olarak rahatça gezebilen biriydi. Escobar'ın adı, suçla değil, belki sadece zenginlik ve lüksle anılıyordu.
Kim nereden bilebilirdi ki?
Escobar, ailesiyle birlikte Beyaz Saray'ı ziyaret ettiğinde, kimse onun gelecekte milyonlarca dolar değerinde kokain ticareti yapacak ve sayısız hayatı etkileyecek bir suç imparatorluğu kuracağını bilmiyordu.
O sırada, turistlerin arasına karışarak Washington D.C.'yi gezen Escobar, aslında iki dünyayı da ustalıkla yönetebilen bir adamın portresini çiziyordu. Fotoğrafta, masum bir baba-oğul gezisi olarak görünen bu an, aslında suç dünyasının sessizce kapıları çaldığını haber veriyordu.
Eşi, oğlu ve kocasının fotoğrafını çekmiş, Beyaz Saray’dan sonra başka duraklarda da gezerek günlerini gün etmişlerdi.
Kendini meşrulaştırmaya çalışıyordu.
Fotoğrafın çekildiği yıl Escobar, Kolombiya’da meşru politikacı olmaya çalışıyordu. Medellin Kent Konseyi’nde görev yaparken daha sonra yedek kongre üyesi oldu. Yaptığı bağışlar ve yardımların üzerine bu fotoğrafla da imajını meşrulaştırmaya, nüfuz kazanmaya çalışıyordu.
Yine de bazı teoriler var.
Kendini meşrulaştırmaya çalışsa da Amerika’nın radarında olmama ihtimali de konuşulurken Escobar, nasıl bu kadar rahat ülkeye girmişti? Uyuşturucuda dünya devi olmasa da muhtemelen FBI ve CIA onun kim olduğunu biliyordu. Yolculuğu yapabilmesi için de ya sahte pasaport kullandı ya da diplomatik pasaport. Ancak nasıl girdiği hâlâ bilinmiyor tabii ki?
Suç dünyasının zirvesine yolculuk
Hassas Görüntü #blur-img{ filter: blur(100px); -webkit-filter: blur(100px); cursor:pointer; -webkit-user-select: none; -khtml-user-select: none; -moz-user-select: none; -o-user-select: none; user-select: none; } /* Position text in the middle of the page/image */ .blur-bg-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: bold; position: absolute; top: 50%; left: 50%; transform: translate(-50%, -50%); z-index: 2; width: 80%; padding: 20px !important; text-align: center; cursor:pointer; }
Escobar, Beyaz Saray önündeki fotoğrafın çekilmesinden kısa bir süre sonra Medellín Karteli'ni kurarak kokain ticaretinde dünya lideri hâline geldi. ABD ve Kolombiya hükûmetlerine meydan okuyarak milyarlarca dolarlık bir servet biriktirdi.
Patlayan bombalar, kaçılan hapishaneler, kovalamacalar derken Escobar’ın sonu 2 Aralık 1993’te çatı katında oldu. Kaçarken güvenlik güçleri tarafından öldürüldü. Gerçi bazıları buna intihar bile dedi.
Sonuç olarak onun bu fotoğrafı, ilerideki şiddet dolu ve kanunsuz hayatının ironik bir başlangıcı olarak kabul ediliyor. Dünya tarihinin en güçlü suçlularından biri, en korunaklı yerlerden birinin önünde, masum bir turist gibi poz veriyordu.
Kaynaklar: All That's Interesting, Inhist, Business Insider, MediumPablo Escobar ile bağlantılı diğer içeriklerimiz: