Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. CHP lideri Özel, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisini hedef alan sözlerine yanıt verdi. Özel, Bahçeli’nin MHP Grup Toplantısı’ndaki sözleri için, “Büyüğümüzdür, çok önemli bir görevdedir. Kızıp da söylese bir şey değil... Prompterdan okuyor. Camdan bu kadar hakaret olunca o hakaretlerin gerçekten içten yapılması değil de bir vazife olarak yerine getirildiği çok belli.” diye konuştu.
Özel, iktidarı da ekonomi üzerinden eleştirdi. “Bizim derdimiz emeklilerin hesaplarına yatan aylık.” diyen Özel, kendisini dinleyen CHP’li miletvekillerine, “İnançla gayretle devam edin. Doğruları savunmaya devam edin. Yoksuldan yana, emekliden, emekçiden yana el kaldırmaya devam edin.” şeklinde seslendi.
Milletin derdi DEM değil, zam, zam, zam
CHP Genel Başkanı Özel, MHP lideri Bahçeli’nin kendisini DEM Parti üzerinden eleştirmesine de değindi. Özel, “Her siyasi partiyle ne kadar ilişkimiz varsa DEM’le de o kadar ilişkimiz var. Sayın Bahçeli, şunu bil… Milletin derdi DEM değil, zam, zam, zam.” dedi.
Özel’in konuşmasından satırbaşları şöyle:
"Yerel seçimlere gidiyoruz. Birileri bizlere hakaretler ederek tahrik etmenin bu yüzden siyasetinin gerginleşmesinin ve esas meselelerin konuşulmamasının hesabında… Bunu Recep Tayyip Erdoğan’ı dinlediğinizde görüyorsunuz.
Bugün MHP’nin grubunu dinlediğinizde sayın Devlet Bahçeli’nin üslubundan görüyorsunuz. Büyüğümüzdür, çok önemli bir görevdedir, kızıp da söylese bir şey değil. Prompterdan okuyor. Camdan bu kadar hakaret olunca o hakaretlerin gerçekten içten yapılması değil de bir vazife olarak yerine getirildiği çok belli.
Emekçiden yana el kaldırmaya devam edin.
Bizim derdimiz emeklilerin hesaplarına yatan aylık. Bizim derdimiz, cüzdandaki, pazardaki, mutfaktaki yangın. Bizim derdimiz imkansızlıklardan ötürü, evladına yurt verilemeyen, evladının barınma çözemediği için kaydı dondurup evladını memleketine geri getiren ananın derdi.
CHP Grubu, inançla gayretle devam edin. Doğruları savunmaya devam edin. Yoksuldan yana, emekliden, emekçiden yana el kaldırmaya devam edin. Bu halk, bu millet, kendisinin yanında olanı da emeğini sömürenleri de görüyor. Sizin bu gayretiniz sandığın başına gidince karşılığını bulacak. Bu millet, kendisini aç bırakanlardan, yoksul bırakanlardan hesap soracak.
Hesabı basitleştirerek anlatmak önemli… Tayyip Erdoğan yola çıkarken dedi ki; ‘Benim hesabım simit-çay hesabı.’ O günlerde yaptığı hesapla verilen maaş, simit-çay hesabına göre 5 kişilik ailenin gelirinin yarısını yutuyordu. Onu gösterdi, oy istedi. Bugün Ankara’da bir tane simit 10 lira, hafta içi 15 yaptılar, ‘Seçime kadar yakarsın beni’ demiş, 10 liraya geri aldılar. Çay da 15 lira; toplam 25 lira. 5 kişilik bir ailenin çay-simit hesabı 11 bin 250 lira. Emekliye 10 bin lira veriyorsun.
Bir tane cümleleri var; dem, dem, dem
Bu sabah Devlet Bahçeli, dün akşam Recep Tayyip Erdoğan yarın bir diğeri… Bir tane cümleleri var; dem, dem, dem. ‘Dem’ diyerek enflasyonu unutmanın, zamları gizlemenin hesabındalar. Bu vatanın başına gelecek bir şey olursa, bedelli askerliğe kaçmayıp cepheye koşacak olanlar yine biziz. Dem demişken şunu da söyleyelim; her siyasi partiyle ne kadar ilişkimiz varsa DEM’le de o kadar ilişkimiz var. Sayın Bahçeli, şunu bil… Milletin derdi DEM değil, zam, zam, zam.
Haftaya bu salon bomboş olacak, bu saatlerde biz burada yokuz. Haftaya 6 Şubat, büyük depremin yıldönümü. Haftaya resmi kayıtlara göre 50 bin 783 vatandaşımızın hayatını kabettiği depremin yıldönümünde, bütün parti yöneticilerimizle deprem bölgesinde olacağız. Bir kez daha bu büyük felakette hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Doğal afetlere ve özellikle depreme dirençli kentler yaratmak iktidar partisinin görevidir. Biz o süreçte bir tek şeyi gördük; depreme hiç hazırlık yoktu, depremden sonraki ilk 1 hafta içinde Türkiye’de inanılmaz bir koordinasyonsuzluk, ilk saatlerinde ihanete varan bir korkuyu gördük.
Şimdi o kentlere geri dönmek istiyorlar
Eskiden İstanbul’da yağmur yağar Üsküdar göl olurdu. Nasıl büyük yağmurlar yağıyor, İstanbul’da artık Üsküdar bir adaya dönüşmüyor. İstanbul’un hiçbir yerinde can kaybıyla sonuçlanan felaketler yaşanmıyor. Şimdi o kentlere geri dönmek istiyorlar."
Bugüne kadar 900’e yakın aday açıkladık. Şu anda Türkiye’de seçime giren tüm siyasi partiler içinde en üst rakam. 900’e yakın aday açıkladık, içlerinde bizim dışımızdaki partilerde bu rakama yaklaşan yok. Bu hafta sonunda çok büyük oranda adayların tamamı açıklanmış olacak. Rakiplerimizin yarı rakamlarımızda.