Sahnelerin bir bir kapandığı, buna karşılık kiralara gelen zamlar nedeniyle prova dahil pek çok olmazsa olmazın sıkıntıya girdiği bir ortamda bir de vergi sorunları bel büküyor. Böyle bir düzlemde büyük prodüksiyonlardan ve albenili yapımlardan söz etmek son derece sakıncalı. Az kişilik, sosyal yaşam sorunlarını anlatan, sıkıntılı insan ilişkilerinden söz açan oyunların revaçta olduğu, iyi oyunculuk arayışının ön plana geçtiği bir düzlem karşımızda. Son yıllarda edebiyatımızdan çağdaş uyarlamalara yalnızca özel tiyatrolara yeşil ışık yakması önemli; DasDas’ta Murat Gülsoy’un Yalnızlar İçin Çok Özel Bir Hizmet bu anlamda heyecan verici.
Yılın yazarı olarak Yeşim Özsoy’dan ve Yeni Metin Tiyatro Festivali üzerinden Galata Perform’dan muhakkak söz etmemiz gerekiyor. Anadolu’da ise yeni yeni kurulan şehir tiyatroları ve var olan şehir tiyatrolarının yenilenmiş repertuvarları bize bambaşka bir kaynak sunuyor. İzmir Şehir Tiyatrosu’ndan Mersin ve Ankara Şehir Tiyatrosu’na kadar seyircinin mutlu olacağı yapımlardan söz edilebilir.
Geçen günlerde İzmir Şehir Tiyatroları öncülüğünde düzenlenen Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Buluşması, var olan yönetimsel sıkıntıların paylaşılması, sanatsal alışverişin özellikli kılınması anlamında önemli bir işlev görüyor. Nilüfer Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın da Murat Daltaban Genel Sanat Yönetmenliği’ndeki parlak dönemine geçişi de geçen yılın değerlendirilebilecek önemli başlıkları arasında. Bir de ne yazık ki dostların kaybı insanı can evinden vuruyor. Oyuncu ve yazar Civan Canova, vizyonuyla her zaman bir adım önde olan Osman Wöber, Bozkurt Kuruç ve İsmail İncekara muhakkak söz etmemiz gereken kayıplarımız arasında.