İlk günlerdeki basit "bip" seslerinden, günümüzün orkestral düzenlemelerine kadar uzanan bu gelişim yolculuğu, teknolojik yenilikler ve yaratıcı zekânın birleşimiyle şekillendi. Hatta şu anda bazı oyunlarda yapay zekâ bile kullanılmaya başlandı.
Peki bu evrim sürecinde neler yaşandı ve video oyunlarındaki ses tasarımı nasıl bu kadar önemli hâle geldi, gelin birlikte geçmişte bir yolculuğa çıkalım.
Başlangıçta sadece "bip" sesleri vardı.
1970'lerdeki ilk video oyunları, basit bip sesleriyle her ne kadar komik gelse de o zamanlar oyun atmosferine girmemizi sağlıyordu. Örnek verecek olursak "Pong" gibi klasik oyunlar, ses teknolojisindeki sınırlılıklar nedeniyle yalnızca temel ses efektlerine sahipti.
İlk Atari "PONG" oyunu (1972)
Kulağınıza sadece bir grup "bip" sesi gibi geliyor, değil mi? Modern bir çamaşır makinesinden çok daha kötü ses özelliklerine sahip olan Pong'un yaratıcıları; topun duvardan sekmesi, bir oyuncunun raketine çarpması veya bir sayı atılması arasında ayrım yapmak için "bip" sesinin süresini değiştirdiler.
Sadece üç basit bip sesi ile ekrandaki eylemler birbirinden ayrılıyor ve oyundaki olaylara daha fazla somutluk katıyordu. Okuduklarınızdan sonra tekrar düşününce kulağa ne kadar da yaratıcı geliyor değil mi?
Her ne kadar teknolojik olarak kısıtlamalar olsa da tasarımcıların Pong gibi yaratıcı çözümler bulması gerekiyordu. Yani bu sadece oyun seslerinin başlangıcıydı.
80'lerin sonu ve 90'ların başında, 8-bit ve 16-bit konsolların yükselişiyle birlikte oyun tarihinin en renkli dönemlerinden birine girildi.
Bellek sınırlamaları nedeniyle, besteciler basit dalga formları kullanarak eşsiz sesler yaratmak zorundaydı. Bu kısıtlamalar, bugün bile hatırladığımız o klasik Mario'nun mantar yeme sesi, Pac-Man'in "waka-waka" sesleri gibi ikonik oyun ses efektlerinin doğmasına yol açtı.
Dönemin ses efektleri hem teknolojik ilerlemeleri hem de bestecilerin yaratıcılığını yansıtıyordu. Anlayacağınız 8-bit dönemi, sınırlı teknolojiye rağmen yaratıcılığın bir zaferiydi.
Nintendo ve Atari gibi ev konsollarının da popülerleşmesiyle, ses efektleri oyunlarda daha fazla önem kazandı. Artık sadece arka planda değil, oyun deneyiminin merkezindeydi.
Gerçekçi deneyimlere kapı açan teknolojik ilerlemeler, 2000'lerden itibaren ses tasarımını daha da önemli hâle getirdi.
Gerçek enstrümanların ve dijital ses düzenlemelerinin kullanılmasıyla ses efektleri, âdeta birer sanat eserine dönüştü. Anlayacağınız oyunlar artık sadece görsel değil, aynı zamanda işitsel bir şölendi.
Dolby Atmos gibi yenilikçi ses sistemleri, oyunun dünyasını ve atmosferini derinlemesine hissettiren bir unsur hâline gelmesine olanak sağladı. Ses tasarımı artık oyun dünyasının ayrılmaz bir parçası olmuştu.
Gelin, şimdi de günümüzde birkaç oyunun ses efektleri nasıl yapılıyormuş ona bir göz atalım:
The Witcher 3 Wild Hunt (2015)
Eğer ki tüm videoyu izlediyseniz (ki izlemenizi tavsiye ederiz) sizin de bizim gibi tüyleriniz diken diken olmuştur. Adamlar koskoca 2 atlı orduyu birbirine kırdırmışlar, sadece aradan ufak ses efektleri alabilmek için. Belki önemli gözükmeyecek en ufak bir ses detayına bile ne kadar özenle yaklaşmışlar. Tabii ki bunca ödül alıp adından söz ettirmesi de bu özene borçlu.
Resident Evil 7: Biohazard (2017)
Karanlık, korkutucu ve atmosferik... Sanki bir korku filminin içindeymişsiniz gibi. Çünkü 2010'lu yıllar itibariyle oyun ses tasarımcısının, bir orkestra tutmasını ve filmlerdeki ses tekniklerini kullanmasını engelleyen hiçbir şey kalmadı.
Yani kısaca özetleyecek olursak; oyunlarda atmosferin içine girmemizi, o anı yaşamamızı ve hissetmemizi ses efektlerinin gelişimine borçluyuz.
Peki gelecekte bizi neler bekliyor derseniz; günümüzde sanal gerçeklik oyunlarının ve yapay zekânın yükselişiyle, ses tasarımında yeni bir çağ başladı.
3D ses efektleri ve daha gerçekçi ses tasarımları, oyuncuları oyun dünyasına daha da çeken unsurlar hâline geldi. Satın aldığımız oyuncu kulaklıklarını bile artık özenle seçiyoruz.
FPS oyunu oynarken herhangi bir düşmanın nerede olduğuna kadar algıyabilmemiz ya da hikâyesel bir oyun oynarken atmosferin içine kapılmamız tamamen bu gelişimin etkisini gözler önüne seriyor.
Bizce oyunlardaki ses tasarımın geleceği, sanal gerçeklik (VR) ve yapay zekâ (AI) gibi teknolojilerle daha da büyüleyici bir hâl alacak ve oyun dünyasının geleceği için de önemli bir rol oynamaya devam edecek gibi görünüyor.
Sizin de oyunlardan aklınızda kalan hâlâ unutamadığınız bir ses efekti var mı? Cevaplarınızı yorumlarda bekliyor olacağız.
Kaynaklar: ACMI, AbbeyRoadInstitute, Sweetwaterİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: