Trafiğin yarattığı stres üzerine bir de dur-kalk daha da yorucu olabiliyor ve bu noktada vites seçenekleri değerli hâle geliyor.
Hatta bunun trafik kazaları üzerine de bazı etkileri var. O zaman bildiklerinizin üzerine yenisini eklemek istiyorsanız detaylara geçiyoruz.
Manuel vitesli araç kullanımı, sürücünün aynı anda birden fazla iş yapmasını gerektiriyor.
Debriyaj ve vites değişimi gibi ek görevler, beynin bilişsel yükünü artırarak sürücünün daha hızlı yorulmasına neden oluyor. Otomatik vitesli araçlarda ise sürücü, yalnızca yola ve trafiğe odaklanıyor.
Araştırmalar, manuel vites kullanırken sürücünün dikkatini hem yola hem de vites değişimine bölmesinden kaynaklı trafik işaretlerini kaçırma olasılığının arttığını gösteriyor.
Ayrıca manuel vites kullanımı stres hormonları olan kortizol ve adrenalin seviyelerini de yükseltebiliyor. Otomatik araçlarda bu hormonların daha az tetiklendiği ve sürücünün daha sakin kaldığı belirleniyor.
Buna ek olarak, manuel vites kullanan sürücülerde fiziksel yorgunluk daha fazla hissediliyor. Özellikle uzun süre trafikte kalan sürücülerde; sürekli vites değiştirmek ve debriyaja basmak, bedensel yorgunluğu artırarak stresi yükseltiyor. Otomatik araçlar ise sürücüyü bu ek yükten kurtararak daha rahat bir sürüş deneyimi sunuyor.
Sürüş stresi, doğrudan trafik güvenliğini de etkiliyor.
Yapılan araştırmalara göre manuel vitesli araç kullanan sürücüler, otomatik vitesli araç kullananlara kıyasla daha fazla kaza riski taşıyor. Özellikle acemi sürücüler, manuel vitesli araçlarla hata yapmaya daha yatkın.
Örneğin, manuel vitesli araçlarla yapılan kazaların ölümcül sonuçlarının daha fazla olduğu belirlenmiş. Bunun temel nedeni ise vites değiştirme esnasında sürücünün anlık dikkat dağınıklığı yaşaması ve tepki süresinin uzaması. Otomatik vites, bu tür dikkat dağınıklıklarını minimuma indirerek daha güvenli bir sürüş sağlıyor.
Ayrıca yaşlı sürücüler üzerinde yapılan çalışmalar, otomatik vitesin bu grup için daha güvenli olduğunu da gösteriyor. Refleksleri yavaşlayan sürücüler için debriyaj ve vites değiştirme gereksinimi, hata yapma riskini artırabiliyor.
Trafikte geçen uzun saatler, sürücünün sağlığı üzerinde de olumsuz etkilere neden olabiliyor.
Araştırmalar, trafikte geçirilen sürenin artmasıyla birlikte kalp ritminde yükselme, kan basıncında artış ve kas gerginliği yaşandığını gösteriyor. Özellikle manuel vitesli araç kullanan sürücülerde bu etkiler daha belirgin.
Dur-kalk trafiğinde sürekli debriyaja basmak ve vites değiştirmek, sürücünün bacak kaslarında gerilmeye ve yorgunluk hissinin artmasına yol açıyor. Uzun vadede bu durum kas-iskelet sistemi rahatsızlıklarına sebep olabiliyor. Otomatik vitesli araçlar ise sürücüyü bu fiziksel yükten kurtararak bedensel rahatlama sağlıyor.
Kronik stresin sağlık üzerindeki olumsuz etkileri de göz önüne alındığında otomatik vitesin daha düşük stres seviyeleri sayesinde uzun vadede kalp sağlığını koruyabileceği ifade ediliyor. Stres seviyelerinin düşmesi de tansiyonun dengede kalmasına ve bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı oluyor.
Yoğun trafik, sürücülerde stresin en çok yükseldiği ortamlardan biri.
Araştırmalar, manuel vitesli araç kullanan sürücülerin yoğun trafikte daha sinirli ve agresif tepki verdiğini gösteriyor. Bunun nedeni, sürücünün hem vites değiştirme hem de trafik akışını takip etme gibi ek görevlerle uğraşmak zorunda kalması. Otomatik vitesli araçlarda ise sürücü, yalnızca fren ve gaz pedalına odaklandığı için psikolojik olarak daha az yoruluyor ve daha sabırlı kalabiliyor.
Özellikle yokuş yukarı dur-kalk gerektiren yoğun trafik koşullarında, manuel vites kullanan sürücüler geri kaydırma korkusu ve debriyajı doğru ayarlayamama endişesiyle daha gergin hâle gelebiliyor. Otomatik vitesli araçlar ise bu süreçleri sürücünün yerine yöneterek stresi ortadan kaldırıyor.
Tüm bu nedenlerden dolayı, otomatik vitesli araçlar modern şehir hayatında daha konforlu ve düşük stresli bir sürüş deneyimi sunuyor.
Sizin bu konudaki düşünceleriniz neler?
Kaynaklar: PubMed, Research GateOtomatik vites arabalar hakkında daha fazla bilgi edinmek isteyenlere: