İkisinin de Galatasaray’daki yıllarını dün gibi hatırlıyorum. Gazeteci değil, futbolcu abisi olarak dertleşirdim. Evet, Okan Buruk ile Emre Belezoğlu’ndan (1996-1998 Galatasaray) söz ediyorum. Ara sıra onlara, ‘Kankalar’ derdim hep. Seneler uçtu gitti; şimdi birbirine rakip hoca oldular...
Hele ki akşam maç önü kucaklaşmaları, derin bir ‘sevgi izi’ olarak kalacak gönlümde. Okan Buruk için de ayrı bir önem taşıyor M.Başaksehir; şampiyonluk yaşadığı, Şampiyonlar Ligi maçları oynattığı takım... İki takım da alışkını olduğumuz tempolu ve baskın oyunu askıya almıştı. Kontrollü ve akıl futbolunu tercih ediyorlardı. Genelde oyuna hakim görüntüsü veren Galatasaray’dı. Daha çok 3 bölgeye akıyorlardı. Bu akışın semeresini de 10’ncu dakikadan sonra görmeye başladılar. Ve ceza sahası önündeki baskıyla Oliveira ile paslaşan Kerem bir anda 2-3 kişiyi ekarte edip şık bir vuruşla takımını öne geçirdi. Golün tesirinden çabuk kurtuldu M.Başaksehir, kenardan Emre hoca da ‘öne çıkın, gol bölgesine gidin’ işaretleri yapıyordu. Ancak Galatasaray hiç ödün vermiyordu akıl futbolundan, daha çok gol sahasında gözüken onlardı. Ve 34’üncü dk. dan sonra M.Başaksehir, cevap verir gibi olsa da, çok net bir tehlike oluşturamıyorlardı; notlarımda da yok hiç. Yine gol sahasında baskıya ve akıllı işlere devam eden Galatasaray izliyorduk. Ve Kerim’in baskısı sonucu gelen penaltı golü, ardından Rashica’nın baskısının ardından 100 metrelik sprintle filelerle buluşturduğu gol; hep bu baskıların sonucuydu.
İkinci yarıya Deniz Türüç ve Aleksic’i alarak başladı Emre hoca. Biraz diklenir gibi oldu M.Başaksehir, çok pas yapıyorlar gol bölgesinde ama netice alıcı bir fırsat kaçırdıklarını göremiyoruz. Galatasaray daha bir organize görüntü veriyor. Hele ki 3’ncü bölgeye hızlı girişleri, attıkları golleri sanırım uzun uzun anlatmaya gerek yok. Bize gözlerimizin pasını silen ve birbirinden güzel 7 tane gol izlettirmeye ne denir ki; önce Okan Buruk ve teknik heyeti ve de giren çıkan tüm futbolculara uçsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Umarım bundan sonraki haftalarda da, tüm izleyenlere böyle harika maçlar izlettirirsiniz... Artık yazıyı bitirirken Kankalar’a iki sözüm: İkinizi de maç öncesi ve sonun da gösterdiğiniz dostluk ve sevgi gösterinizden dolayı uçsuz kutluyorum. Ve de Galatasaray, bizlere geçte olsa haftalarca kalesini gollere kapatan ve müthiş bir çıkışla lig 2’nciliğine kadar yükselen M.Başaksehir’i, oynadığınız harika futbol ve birbirinden güzel goller atarak seyrettirdiğiniz için tebriklerimi gönderiyorum...