Günümüzde yaşayan canlıların geçmişlerini daha detaylı bir şekilde öğrenmek için çalışmalar hız kesmeden devam ediyor. Çok yakın zamanda inek ve domuz gibi hayvanların atasının keşfedildiğini görmüştük. Şimdi ise örümcekler ve akrepler gibi canlılarla ilgili böyle bir gelişme yaşandı.
Bilim insanları, Steapedites abundantis ismi verilen ve neredeyse yarım milyar yıl önce yaşayan bir canlının örümcek ve akrep gibi “eklembacaklı” sınıfındaki canlıların dedesi olduğunu tespit etti. Bulgular, Nature Communications üzerinden yayımlandı.
Yalnızca 5 milimetre büyüklüğündeki bu tür, 478 milyon önce okyanuslarda yaşamış
Bu türün fosilleri aslında 20 yıl önce keşfedilmişti. Ancak günümüzde yapılan analizler sonucunda fosilin bir eklembacaklı sınıfına ait olduğu fark edildi. Araştırmacılardan Lorenzo Lustri, bununla ilgili açıklamasında: “En başta fosili sadece tanımlamayı ve isimlendirmeyi amaçladık. Bu kadar fazla sır içereceği konusunda hiçbir fikrimiz yoktu. Analizlerden sonra evrim ağacındaki önemli bir boşluğu doldurduğunu fark etmek çok heyecan verici bir sürprizdi.” ifadelerini kullandı.
Canlının yaklaşık olarak 478 milyon yıl önce şu anda Fas’ın olduğu bölgedeki bir okyanusta yaşadığı düşünülüyor. Örümcek ve akreplerin atası Steapedites abundantis, çok minik bir hayvanmış. Öyle ki bilim insanlarına göre boyutu yalnızca 5 milimetre civarında. Yukarıdaki görselden bir tasvirine ulaşabilirsiniz.
Eklembacaklılar, böcekler de dahil birçok türü kapsayan bir omurgasız grubu. Bu nedenle de dünyada sayıları oldukça fazla. Tahminler, gezegenimizdeki hayvan yaşamının yaklaşık %75’ini oluşturduklarını gösteriyor. Kendi içinde de türleri var. Bunlardan biri de “Keliserliler” olarak bilinen sınıf. Avını yakalamak için zehir kullanan diş veya kıskaç gibi özelliklere sahip örümcek, akrep gibi canlıları içeriyor.
Keliserlilere dahil türler hakkında birçok şey bilsek de ne zaman ve nasıl ayrılarak diğer eklembacaklılardan farklı evrimsel süreçlerden geçtiği konusu net değildi. Yeni keşif de bunu aydınlatma konusunda önemli bir adımı temsil ediyor. Bu yüzden de araştırmacıların bir sonraki adımı, hem türün evrimini hem de bugün hepimizin bildiği türlerin nasıl oluştuğunu daha iyi anlamak için onu detaylı bir şekilde incelemek olacak.