Orta Çağ tarihçilerinin, döneme ait özellikleri ortaya çıkarırken karşılaştığı bir şey daha vardı: kadınların, kocalarını yatağa atmak için kullandıkları yöntemler. Ya da hileler mi demeliydik?
“Yemeğe sevgi katma” tabirini bir üst seviyeye taşıyarak yemeklere vücutlarını da katan Orta Çağ kadınlarının, kocalarının sevgisini daha ‘ateşli’ bir hâle getirmek için yaptıklarını öğrenmeye hazırsanız başlayalım.
Yemek ve seksin bir şekilde bağlantılı olduğu düşüncesi, batı kültürlerinde epey yerleşikti.
Birçok yemeğin ve içeceğin afrodizyak özelliklere sahip olduğu fikri, Orta Çağ’da oldukça kabul görüyordu. Yani o kadar kabul görüyordu ki insanlar, yiyeceklerin cinsel hayatı etkileyeceğini düşünerek ona göre yemek yapıyordu.
Bunun yanı sıra o dönemlerde kötü beslenmenin iktidarsızlık ve kısırlık gibi problemlere yol açabileceğine, iyi bir beslenmenin ise bu sorunu çözebileceğine inanıyorlardı. Nohutun o dönemlerdeki en önemli afrodizyak olmasının yanı sıra biber, şarap ve yumurta sarısının da meni ürettiğine inanılıyordu.
Madem yiyeceklerin afrodizyak etkisi var, o zaman bunlara göre tarifler yazmasınlar mı?
Tüm bu afrodizyak etkisi olan ve meni artıran yiyecek-içecekler, doktorlar için tarif kaynağı olmuştu. Şimdilerde “kocakarı ilacı” denilen tarifler, o dönemlerde cinsel performansı düşük erkeklerin tedavi ilacı oluyordu.
Din adamları gibi cinsel ilişkiden kaçınmak isteyen erkekler için de menileri kurutmak ve ilişki isteğini yok etmek için başka tarifler vardı. Kadınlar da bu fikirlerden yola çıkarak, cinsel ilişkiden uzak duran erkekleri yiyeceklerle ikna edebilirdi.
Söylenene göre kadınlar, vücutlarıyla temas hâlinde olan şeyleri eşlerine yedirmeye çalışıyordu.
Kadınlar, afrodizyak etkili yemekler yapmakla yetinmiyor bir de onları vücutlarıyla birleştiriyordu. İddia edilene göre; hamuru, çıplak vücutlarında yoğuruyorlardı ve daha sonra o hamurdan ekmek yaparak eşlerine servis ediyorlardı.
Öte yandan, o dönemki pek çok yiyecek gibi balın da bir afrodizyak olduğuna inanıyorlardı ve vücutlarının her yerine sürdükleri balı, daha sonra kazıyarak yemeklere de dahil ediyorlardı.
Çıtayı daha da yukarı çıkaralım mı?
10. yüzyıl piskoposu Worms’lu Buchard tarafından yazılan kitapta, bazı kadınların vajinalarına canlı bir balık koyup hayvan ölene kadar beklediklerini, daha sonra ise onu pişirip eşlerine servis ettikleri anlatılıyordu. Elbette bu seviye bir şeye inanıp inanmamak size kalmış…
İddia edilene göre bunların hepsi, seksten uzak duran erkekleri ikna etmek ve erkeklerin kadınlara olan sevgisini daha ‘ateşli’ yapmak içindi.
Kaynaklar: Eleanor Janega, Notches BlogOrta Çağ ile ilgili okumaktan zevk alacağınız diğer içerikler: