Aksakal, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Kayseri'de kaza kırıma uğrayan eğitim uçağında şehit düşen pilotlara Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diledi. Önder Aksakal, "Küçük bir eğitim uçağında, iki pilot albay neden bir aradaydı? İkisi de pilot ve üstelik albay rütbesindeki askerlerimizin o küçük eğitim uçağında ne gibi bir görevleri olabilirdi? Bu hususların da açıklığa kavuşturulmasının önemli olduğunu düşünüyorum." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin yanı başında oluşturulmaya çalışılan "teröristan" çabalarının, Türk devletinin geleceğini tehdit eden konuların başında geldiğini vurgulayan Aksakal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Terör sadece kırsalda ve komşularımızın topraklarında değil, bugün aynı zamanda gazi Meclisimizin çatısı altında da faaliyetlerini aralıksız sürdürmekte. Dün, Meclis Genel Kurulu'nda yaşananlar birer ibret vesikasıdır. Devletin kendisini ve halkını koruma refleksiyle oluşturduğu karar ve uygulamalara karşı PKK terör örgütünün siyasi militanları, Meclis kürsüsünü işgal etmiş, Meclisin çalışmalarını açıkça sabote etmiş ve engellemiştir.
Emperyalizm gemi iyice azıya almıştır. Bugün Gazze'de yaşananları yarın bizim topraklarımıza yöneltmeye çalışanlara karşı uyanık olmak durumundayız. Parlametodaki PKK yandaşı bazı milletvekillerinin sahip oldukları demokratik statüyü kötüye kullanarak bir oldubitti yaratmalarına asla müsaade edilmemeli."
"Dün, Genel Kurul'da yaşananlar geçiştirilemez"
Aksakal, grup toplantılarında "milliyetçilik hamaseti" yapıp, sonra milletin meclisinde kürsü işgali eylemleriyle demokratik ortamı baltalamaya çalışanlara herhangi bir yaptırım ortaya konulmamasının "danışıklı dövüş" algısını güçlendireceğini, bunun vahim bir durum oluşturacağını belirtti.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'a seslenen Aksakal, dün Genel Kurul'da yaşananların asla tasvip edilemeyeceğini, üzerinin örtülemeyeceğini ve geçiştirilemeyeceğini söyledi.
DSP Genel Başkanı Aksakal, şöyle devam etti:
"Yeni Anayasa yapılması sürecine 'olumsuz yansır' anlayışıyla görmezden gelinemez, terör yandaşlarının inayetine muhtaç kalacak bir anayasadan da bu millete hayır gelmez. Kendilerini dağ başında zanneden bu eşkıyalar hakkında mutlak surette İçtüzük hükümlerine göre işlem başlatılmalı ve konu Türk adaletine havale edilmeli. Burası ne Kadıköy Meydanı'dır ne İstiklal Caddesi. Burası, halkın iradesinin tecelligahı TBMM'dir. Buranın güvenliği ve güvenilirliği öncelikle Meclis Başkanından sorulur."
"Hükümet, ekonomik krizi 'carry trade' sistemi üzerinden çözmeye çalışıyor"
Türkiye'nin en önemli gündem maddelerinden birisinin de halkın geçim sıkıntısı ve hayat pahalılığı olduğunu belirten Aksakal, makro göstergelerdeki büyümenin, serbest piyasada ve halk içinde çok hissedilmediğini ifade etti.
Önder Aksakal, ülke büyürken Kur Korumalı Mevduat gibi etkilerle zengin bir kesimin varlığını artırdığını ancak halkın genelinin ise yoksullaştığını vurguladı.
Türkiye'ye yabancı ilgisinin artmasının en büyük sebebinin, şu an dünyadaki en yüksek faizin ve yabancıya Türk lirasının dövize karşı güçlü duracağı garantisinin verilmesi olduğunu kaydeden Aksakal, bu stratejinin de "carry trade" denilen sistemin uygulanması olduğunu dile getirdi.
"Hükümet, iki sene önce faiz sebep, enflasyon sonuç ısrarının ülkemizde yarattığı ekonomik krizi, carry trade sistemi üzerinden çözmeye çalışıyor" diyen Aksakal, kamunun ihraç ettiği ürünün azlığından dolayı bu oluşacak faiz yükünün doğal olarak ek ve yüksek vergilerle karşılanacağını ifade etti.
Aksakal, "Carry trade yöntemi bir soygundur. Kur Korumalı Mevduat uygulamasından daha kötü sonuçlar doğurabilir. Bizden söylemesi. Maliye Bakanımız kur şoku dalgası yaşamadan swap kanallarını açıp, daha uzun vadeli girişi hedeflemelidir. Tabii o durumda üretim sübvansiyonu uygulamasında tarım ve hayvancılık sektöründe adil ve akılcı kullanımının şart olduğu gerçeği de gözden uzak tutulmamalıdır." diye konuştu.