Aksakal, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler ile Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın TBMM Genel Kurulunda İsrail'in Lübnan'ı işgal girişimi ve bölgede yaşanan gelişmelerin ele alındığı kapalı oturumda önemli konulara değinildiğini ifade etti.
Ancak o gün normal olmayan bir olaya tanıklık ettiklerini kaydeden Aksakal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kapalı oturumu talep eden CHP'nin Sayın Genel Başkanı toplantı tamamlanmadan Genel Kurul Salonu'nu terk etti. Ana muhalefetin amacı üzüm yemek mi bağcıyı dövmek mi? Bu toplantıyı siz talep ettiniz. Ben beklerdim ki; iktidarın bakanlarının ortaya koydukları argümanlarına karşı ana muhalefet partisi genel başkanı olarak Sayın Özgür Özel çıksın, Meclisin kürsüsünden kendi görüş ve düşüncelerini ortaya koysun ve bu tutanaklara geçsin. Maalesef öyle olmadı. Yürürlükteki kural ve kaidelere aykırı olarak ve yasal birtakım engeller olmasına rağmen doğrudan basını etrafına topladı ve tutanaklarının bile 10 yıl sonrasında yine Meclis kararıyla açıklanabileceği bir görüşmenin içeriği hakkında açıklamalar yaptı. Bu davranış kelimenin tam anlamıyla ve en hafif deyimiyle siyasi acemiliktir. Kapalı oturumda her ne konuşulursa konuşulsun, Genel Kurul salonundan çıkıldığı andan itibaren 10 yıl boyunca tüm duyduklarımız ve konuşulanlar devlet sırrıdır. Devleti yönetmeye talip olmak önce devletin sırlarını ve kurallarını koruyup kollayabilme erdemine sahip olmayı gerektirir. Peki bu millet bu devleti size nasıl emanet edecek?"
Hukuk sistemindeki çarpıklıkların artık ayyuka çıktığını; "sokaklar ve toplumsal yaşam alanlarının sabıkalı suç makineleriyle dolu" olduğunu ifade eden Aksakal, "Evlere şenlik bir infaz yasamız var. Mevcut infaz yasası derhal yeniden ele alınmalı. Cezalar gerçek anlamda caydırıcı nitelikte uygulanmalı ve devlet sadece kendine karşı işlenen suçlar için bir tasarruf hakkına sahip olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.