Bir yaz gününde denize yüzmeye gittiğinizi hayal edin, biraz açılıp derinliklerine indiğinizde neredeyse 2 milyon tane araç lastiği gördünüz. Ne düşünürdünüz?
Muhtemelen deniz ekosistemini mahvetmek isteyen birinin yaptığını düşünürdünüz ancak bu durum tam olarak sandığınız gibi değil. Peki ama arkasındaki amaç ne olabilir?
ABD'deki Florida eyaletinin Fort Lauderdale kentinin kristal sularının altında, "iyi niyetle" yapılan kötü kararların somut bir örneği yatmakta.
Başlangıçta, kullanılmış lastiklerin okyanusa dökülerek hem atık sorununa çözüm bulmak hem de deniz yaşamını zenginleştirecek yapay resif yaratma vizyonuyla hareket edildi.
Fakat bu girişim; 2 milyonu aşkın lastik, denize bırakıldıktan sonra beklenenden çok farklı ve zararlı sonuçlar doğurdu. Peki olaylar tam olarak ne zaman gelişti?
1960'lar, yapay resiflerin popüler olduğu yıllardı.
Kauçuk geri dönüşümünün henüz bir yolu olmadığı için birçok ülke, denizlere lastik dökerek yapay resifler oluşturmaya başladı. 70'lerin başında Osborne Lastik Resifi fikri, çöp sorununa çözüm bulma umuduyla doğdu.
Çevreciler ve girişimciler, deniz canlılarına yeni bir yuva sunmanın yanı sıra dalgıçları ve turistleri cezbetmeyi hedeflediler.
Proje, mercanların yeniden büyümesi için zemin sunarken aynı zamanda lastik atık sorununu ele almayı amaçlıyordu. Yerel yetkililerden ve hükûmetten destek gören bu projenin, herkes için bir kazanç sağlayacağı düşünülüyordu.
Proje, 1972'de beton krikolarla oluşturulan 50 fit çapındaki bir daireyle başladı.
Lastikler, çelik kablolar ve zincirlerle birbirine bağlandı. Ardından doğal mercan resiflerinin yapısını taklit etmeyi amaçlayan bağlantılı yapılar oluşturuldu. Ancak bu lastikler, zamanla paslanan çelik klipsler nedeniyle birbirinden ayrıldı ve okyanus akıntılarıyla serbestçe sürüklenmeye başladı.
Sonuçta resifteki yaşamı bozdu ve bölgeye daha fazla büyüme getirmesi beklenen proje, zarar vermeye başladı.
1995'te Opal Kasırgası ve sonrasında Bonnie Kasırgası, yüz binlerce lastiği sahillere sürükledi.
Yapay resifin karanlık gerçekleri yüzeye çıktıkça bu ekolojik felaketle başa çıkmak için acil önlemler gerekiyordu. 2001'de başlatılan bir temizlik operasyonu, ne yazık ki yüksek maliyetler nedeniyle sınırlı kaldı. Ancak 2007'de askerî dalgıçların katılımıyla, lastiklerin bir kısmı başarıyla çıkarılarak geri dönüştürüldü.
Yıllar süren çabalara rağmen, hâlâ yüz binlerce lastik okyanusun dibinde duruyor ve zararın tamiri için mücadele devam ediyor. Broward County'nin çevresel zararlara ve temizleme masraflarına karşı açtığı dava hâlâ sürüyor.
Maalesef ki bu olay, insan eliyle yapılan müdahalelerin doğanın karmaşık dengesine nasıl beklenmedik ve geri dönülmez zararlar verebileceğinin, unutulmaz ve acı bir hatırlatıcısı...
Kaynaklar: Dark Records, PHYS, IFLSCIENCEİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimize aşağıdan göz atabilirsiniz: