Evden çıkmak üzeresiniz ve bir şeyler unuttuğunuzun farkındasınız. Önce çantanızı kontrol edip içindekileri sayıyorsunuz ve "buradakiler tamam ama bir şey eksik" deyip son bir defa etrafa göz gezdiriyorsunuz. Fakat neyi unuttuğunuzu fark edemeyip evden çıkıyorsunuz ve bazen yarı yolda o şey aklınıza geliyor ve geri dönmek zorunda kalıyorsunuz. Bu sahne size de tanıdık geliyor değil mi?
Bu sahnenin neden gerçekleştiğini anlamak için önce bilgilerin beynimize nasıl kaydedildiği hakkında bilgi sahibi olmak gerekiyor.
Anılarımız uzun süreli hafızamızda saklanıyor.
Bellek denilince çoğu zaman sanki tek bir bellek varmış gibi düşünülse de bilgi işleme süreçleri üzerine çalışan bilim insanları aslında 'duyusal bellek, kısa süreli bellek, uzun süreli bellek' olmak üzere üç farklı bellek türü olduğundan bahsediyor.
Araştırmalara göre duyusal belleğimizin sınırsız bir kapasitesi bulunur. Çevremizden algıladığımız her şey buraya kaydedilir. Fakat gelen bilgi işlenmezse hızlı bir şekilde kaybolur. Bilgi eğer burada işlenirse kısa süreli belleğe geçer.
Kısa süreli bellek ise duyusal bellekte dikkat ve algı süzgecinden geçmiş olup işlenen bilgiyi alır. Fakat bu bellek de adından anlaşılacağı üzere öyle çok uzun süreli değildir. Burada yaklaşık 20-30 saniye arasında tutulduktan sonra bilginin bir kısmı uzun süreli belleğe aktarılır. Kısa süreli belleğin süresini uzatmak için uygulanan iki yöntem bulunuyor: tekrar ve gruplandırma.
Burada hemen konuyla ilgili bonus bir bilgi daha verelim. İnsanların çoğu 5 ile 9 arasındaki bilgiyi akıllarında tutarlar. Bu yüzden rakamları gruplandırarak ezberlerler. TC kimlik numaranızı ve telefon numaranızı nasıl ezberlediğinizi hatırlayın. İşte bu, kısa süreli belleğinizin yaptığı bir iş.
Uzun süreli belleğimiz ise bilgilerimizin son durağı oluyor. Kapasitesi neredeyse sınırsız. Tüm yaşantımız burada bulunur. Bu bellek de kendi içerisinde üçe ayrılır: anlamsal (semantik) bellek, anısal (episodik) bellek, işlemsel bellek. Bunların ayrıntılarına girmesek de adlarından az çok ne ile ilgili oldukları anlaşılıyor.
Bir şeylerin aklımızdan uçup gitmesinin birkaç nedeni bulunuyor.
Her insanda unutkanlığın nedenleri farklı olabilirken uzmanlar birkaç tane ortak neden bulmuşlar. Dikkat eksikliği ile başlayalım. Konu üzerinde çalışan araştırmacılar, dikkat etmediğiniz bilgiyi unutma ihtimalinizin yüksek olduğundan bahsediyor. Unutmanın diğer nedenlerinin de stres, yorgunluk, uyku eksikliği veya ilaç kullanımı gibi geçici faktörler olabileceği düşünülüyor.
Yukarıdaki nedenlerden farklı olarak bazen de beyin sadece yeni bilgiyi eski bilgi üzerine kodladığı için eski bilgi unutulmuş olabilir. Uzun süre kullanmadığınız bilgiyi, beyniniz önemsiz diye kategorilendirip arşivin tozlu raflarına kaldırabilir. Aldığınız bilgiyi var olan bilgilerinizle ilişkilendiremezseniz de bilgi, unutulmaya yüz tutabiliyor.
Bu araştırmalara göre beyni birçok oda ve raftan oluşan bir ev gibi düşünebilirsiniz. Eğer bilgiyi salonda bırakıp ilgili oda ve rafa kaldırmazsanız bilgi kayboluyor. Ama ilgili oda ve rafa kaldırdığınızda uzun süreler hatırlayabiliyorsunuz. Bunu da önceki bilgiler ile ilişkilendirerek arada bağlantılar kurarak yapıyorsunuz.
Hafızaya alma ve unutma süreçlerini açıkladığımıza göre şimdi en baştaki sorumuza dönelim: Neden neyi unuttuğumuzu hatırlayamıyoruz?
Kapıdan çıkmak üzere olduğunuz ana geri dönelim. Bir şeylerin eksik olduğunun farkındasınız. Önce bunun biraz gerisine gidelim. Bilginin hafızaya kaydedilme yollarından ikisi, tekrar ve kodlamaydı değil mi? Yani aslında olan şey şu olabilir: Sizin gitmeye karar verişinizle beyin uyarıldı ve hatırlama süreci başlatıldı. Fakat bu süreç yarım kaldı çünkü yeteri kadar uyaran yok. Bilgi orada o odada o rafta sizi bekliyor. Ama siz o odaya giden yolu unutmuşsunuz. Çünkü bilgi kısa süreli bellekte kaldı ve tekrar ile kodlama olmadığı için aradan çok kısa süre geçmeden unutuldu.
Bundan başka nedenler de olabilir işin içerisinde. Örneğin B12 vitamininin eksikliği de unutkanlık yapabilir. Biraz da psikanalizin bu konuda ne dediğine bakarsak eğer Sigmund Freud ise bu tür olayları “Günlük Yaşamın Psikopatolojisi” kitabında şöyle açıklar: Aslında bilinçaltında o şeyin sizin için tehlikeli olabileceğini, size zarar verebileceğini düşündüğünüz zaman bilgiyi geri çağırmakta zorlanırsınız.
Bu durumla daha az karşılaşmak için yapabileceğiniz birkaç şey:
Konu hakkında konuşan uzmanlar o şey hakkında düşünmenin, onunla ilgili olabilecek şeyleri tekrar etmenin, hatırlamayı kolaylaştırabileceğinden bahsederken aşağıda bulunan önerilerin ise unutkanlığı azaltma noktasında işe yarayabileceğini söylüyorlar:
Not almayı alışkanlık haline getirebilirsiniz. Yapılacak şeyler gibi belirli olan şeyler not alındığında ve bu listeyi kontrol etmek alışkanlık haline getirildiğinde bu tür durumlarla karşılaşma sayısı azalabilir.Kan değerlerinizi düzenli kontrol ettirebilirsiniz.Stresli bir yaşamdan uzak durmaya çalışabilirsiniz.Bilgileri tekrar ve iyi kodlamayla hafızanıza kazıyın.Kaynaklar: Verywell Mind, Scientific American, Psychology Today, Simply Psychology, Pdr Birimi