HABER7- ÖZEL
Bolu Kartalkaya’da bulunan kayak merkezinde gece saat 3 sularında çıkan yangın sonrasında 238 müşteriden 66 kişi hayatını kaybetti 51 kişi yararlandığı belirlendi. Gece yarısı başlayan yangın sonrasında ise binanın ahşap dış cephesi küle dönerken otelin çökme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu öğrenildi.
Uyku esnasında faciaya yakalanan yüzlerce vatandaş paniklerken camlardan çarşafları birbirine bağlayarak kaçmaya çalıştıkları görüntüler yürekleri sızlattı.
Yaşanan korkunç facia sonrasında ise gözler Türkiye’deki toplu kullanım alanlarının yangına ve doğal felaketlere hazır mı? Sorusunu akıllara getirdi. Haber72 özel değerlendirmelerde bulunan Üsküdar Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve İş Güvenliği uzmanı Hacer Kayhan, İş Güvenliği ve Afet Uzmanı Ahmet Kaya ve İş Güvenliği ve Sağlığı Uzmanı Muharrem Coşkun yaşanan facia sonrasında oteldeki olası ihmallerden ve yönetime nasıl uymaları gerektiği konusunda görüşlerini paylaştı.
COŞKUN: DENETİMDE SÜREKLİLİĞİN SAĞLANMASI GEREKİYOR
İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Muharrem Coşkun, toplu alanların ilk kuruluşlarında yönetmeliğe uygun yapıldığını ifade ederek, ‘’Yangın yönetmeliğine birebir uygun yapılıyor. Yoksa binaya oturup izni vermiyor belediye veya itfaiye. Ama sonrası sonrası onların sürekliliği sağlanması gerekiyor. Otomatik söndürücülerde bunlara zaman içerisinde periyodik bakım yapmazsanız, atıyorum işte su depolarını suyla doldurmazsanız, bozulan kısımları tamir etmezseniz çalışmaz’’ dedi.
''İLERLEYEN ZAMANLARDA GÖKDELENLERDE FACİA YAŞANABİLİR''
Coşkun, ‘’Bu binaların işte acil durum yönetmeliği veyahut da binaların risk yönetmeliğine uygun şekilde sürekli düzenli bakımları yaptırılması gerekiyor. Türkiye'de bunlar çok büyük kuruluşlarda, çok büyük sitelerde dahi var. Önümüzdeki 10 yıl, 15 yıl içerisinde Türkiye'de 10 katlı, 20 katlı, 30 katlı çok büyük gökdelen şeklinde siteler facialar yaşanabilir. Sebebine ilk kuruluşta yapılıyor ama sonra bakım ve tatbikat önlemleri alınmıyor. Bolu'daki otelle ilgili muhtemelen böyle bir şey olmuş olabilir’’ ifadelerini kullandı.
KAYHAN: BİZE BİR ŞEY OLMAZ DİYE GÖZ ARDI EDİLİYOR
Üsküdar Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve İş Güvenliği uzmanı Hacer Kayhan, tehlikenin yüksel olduğu yerlerde yangın bilincinin yüksek olduğunu belirtirken az tehlikeli olarak belirtilen dükkanlar, oteller, öğrencilerin olduğu yurtlarda tedbirlerin göz ardı edildiğini belirtti.
Kayhan bilincin az olduğunu belirterek, ‘Biz bir şey olmaz’ mantığı ile hareket edildiğini belirtti. Kayhan, ‘’Özellikle müdahalenin burada olduğu gibi müdahalenin geç yapılabileceği tesislerde bir işletmede olabilecek risklerin çok iyi hesaplanması ve olursa ne yapacağız konusunda da çok ciddi yapılandırmanın yapılması gerekiyor’’ dedi.
''İŞLETME AÇILDIKTAN SONRA DENETLEME YAPILMIYOR''
Binaların yapısal kısmına bakıldığında yönetmeliğe uygun yapılmasının şart olduğunu belirterek, olası yangın ihtimallerine karşı önlem alınması ve ara denetimlerin yapılması gerektiğini, sigorta yapan işletmelerin sorgulama yapması gerektiğinin altını çizerek, ‘’İşletmeye yangın, itfaiye raporunu almışsa bir olay yaşayana kadar yeni bir denetleme yapılmıyor. Bolu yangınındaki oteldeki bina eklenti miydi? 20 yıl önce var mıydı? 20 yıl önce her şey yapılmış olsa bile 20 yıldır elektrik tesisatı eski duruma gelmiştir. Yenileme yapıldı mı? Yangın yağmurlama sisteminin olmadığı ve alarmın olmadığı söyleniyor’’ dedi.
''Bina güncellenmiş olsaydı bu kadar kayıp olmazdı'' diye ekleyen Kayhan, ‘Bu insanlar inemediği için öldü’ diyerek yangın merdivenlerinin ve denetlenmenin önemine vurgu yaptı.
KAYA: YAPI SİSTEMLERİNİN DAYANIKLILIĞI ÖNEMLİ
İş Güvenliği ve Afet Uzmanı Ahmet Kaya ise olayların nedeninin güvensiz durum ve güvensiz davranış olduğunu belirterek, ihmal söz konusu olabileceğine değindi.
Bolu’da yaşanan olayda binaların her cephesine ulaşılıp müdahale edilebilir olması gerektiğini belirterek, '‘Tek bir cephe üzerinden söndürme çalışması yapmaya çalışıldı’' diyerek yangın yönetmeliğine uygun standartlarda olması ve riski bulunan binalarda odaların 60 dakikaya kadar dayanıklı sertifikalı malzemelerden üretilmiş olması ve koridorlardaki kapıların 30 dakikaya kadar dayanıklı olması gerektiğini belirtti.
Toplu alanlarda yapısal ve mekanik yangın sistemlerine ihtiyaç olduğunu belirten Kaya, ‘’Karbon monoksit çok tehlikelidir. Çok düşük miktarları bile kandaki hemoglobindeki demirle birleşerek oksijenle taşınmaz hale getirerek kanı zehirler ve kişi zehirlendiğini anlamaz. Uyku haline gelir’’ dedi.
''FACİALAR KAÇINILMAZ NOKTAYA GELİYOR''
Acil çıkış kapıları ve yangın merdivenlerinin de dayanıklı olması gerektiğini belirterek toplu yaşam alanlarında yangın detektörleri ve erken uyarı sisteminin devreye girerek söndürme çalışmalarına yardımcı olması gerektiğini belirterek, ‘’Bütün bu mekanizmasıyla güvensiz durum ve güvensiz davranışları bir araya getirdiğimizde ne yazık ki facialar kaçınılmaz noktaya geliyor. Kişilerin gittiğinde yangın yeterlilik belgesi ve otelin denetlendiğini bilmeleri gerekir. Biz bunları aradığımızda sorunları çözülebilir '' dedi.
ASIL SORU: BU BİNA NASIL AYAKTA KALDI?
Akılı binaların yeterliliklerinde ise son teknoloji ürünlerin binalarda kullanılıp, dış cephe kaplamalarının yangın önleyici olması gerektiğini belirterek, ‘’Bugün konuştuğumuz bina ahşaptı, daha önce konuştuğumuz binaların bazılarında da yine kaplama yandı. Niye? Kaplamanın kendisi kimyasal bir madde ile kaplı ve o kimyasal madde yandıkça ortama oksijen veriyor.
Yanma için üç temel unsur ihtiyaç var. Yanacak madde, yeterli oksijen ve bir ısı kaynağı. Siz ısı zaten var, yanacak maddeniz zaten üstündesiniz’’ diyerek riskleri minimize edecek yaşam alanlarına ihtiyaç olduğunu vurguladı. Coşkun, ''Önemli olan soru şu: Böyle bir bina nasıl oldu da hizmet sektöründe ayakta kaldı. Neden izin verildi? diye ekledi