Kendimize uygun içerikleri aramak bazı zamanlar sıkıcı hâle gelebilir. Hatta zaman kaybı olarak bile görülebilir. Neyse ki Netflix’te bu zahmete gerek yok!
Ama bu nasıl oluyor?
Netflix; dikkatimizi belirli içeriklere yönlendirmek, içeriği düzenlemek ve bizi platformda aktif tutmak için algoritmalar kullanır.
Uygulamayı açar açmaz kişiselleştirme süreçleri başlar. Bu algoritmalar yalnızca zevklerimize yanıt vermekle kalmaz. Aynı zamanda onları şekillendirir.
İşten eve gelip bir şeyler izlemek için Netflix’e giriş yaptığınızda, sizi bir dizi öneri karşılar. Siz de aralarından tercihinizi yaparsınız. Öneriler tamamen otomatik oluşur ve siz yeni bir şeyler izledikçe değişir.
Netflix elbette bunu, kullanıcıları hakkında sahip olduğu bilgilere dayanarak yapar.
Başlangıçta analistler, müşteriler hakkında sınırlı bilgiye sahipti. Analiz için yalnızca müşteri kimlik bilgisi, film kimlik bilgisi, puanlama ve filmin izlendiği tarih olmak üzere dört veri noktası vardı.
Ancak internet yayını, başlıca hizmet sunma şekli hâline gelir gelmez müşteriler hakkında çok sayıda yeni veri noktası da erişilebilir oldu. Netflix de bu yeni veriler sayesinde müşterilerine hoşlanacakları filmler sunmak için kusursuz tahminlerde bulunacak modeller oluşturmaya başladı.
Netflix’in hoşunuza gidecek içerikler sunma çabasındaki bir başka temel unsur da etiketlemedir.
Netflix’te korku, belgesel ve romantik gibi tanıdık film türlerinden onlarca hatta yüzlerce kategori yer alır. Şirket, filmleri izlemeleri ve içerdikleri öğelere göre onları etiketlemeleri için ise insanlara para öder.
Bunun ardından da hoşunuza giden film veya diziyle benzer etiketlere sahip diğer yapımları izlemeniz için tavsiyede bulunur. Kimi zaman karşınıza çıkan alakasız öneriler de buradan kaynaklanır.
Kaynaklar: The Conversation, Netflixİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: