İlk bakışta tamamen tesadüf gibi görünse de arkasında başka sebepler var. Tabii ki efsaneler de var.
O zaman 10.10’un aslında neyi temsil ettiğini ve psikolojimizde nasıl bir etki bıraktığına yakından bakalım.
Önce efsanelerden başlayalım.
ABD’de yaygın olarak inanılan bazı efsaneler var. Onlara göre Abraham Lincoln, John F. Kennedy gibi bazı kişilerin ölüm saatinin 10.10 olduğu düşünülerek saatler buna göre ayarlanıyor. Ancak gerçeğe bakıldığında saatte bir yanlışlık olduğunu fark edebilirsiniz.
Örneğin Lincoln, 10.15’te suikasta uğradı ancak ertesi gün hayatını kaybetti. Diğer isimlerde de farklıklar mevcut. Dolayısıyla inanış olsa da bu seçeneği eliyoruz.
Estetik görünüm, öncelikli amaç.
Akrep ve yelkovanı gözünüzün önüne getirin. Simetrik bir şekilde yukarıya doğru açıldığında, dengeli bir görünüm ortaya çıkarıyor. Simetri de insanlara görsel bir tatmin sağlıyor ve saatin genel tasarımını vurguluyor.
Bir diğer detay ise saat markalarının konumuyla alakalı. Logolar genellikle saat kadranının üst kısmında, 12.00’nin altında yer alıyor ve akrep ile yelkovan, logoyu kapatmadan güzel bir çerçeve oluşturuyor.
Psikolojik etkileri de var.
1950’deki saatlere baktığımızda 08.20 kullanılıyordu. Aslında 10.10’un tam tersi ve yine simetri vardı. Ancak saat markalarının yaptığı çalışmalarda görüldü ki 10.10’un konumu gülümseme izlenimi veriyor. 08.20 ise üzgün bir surat.
Bu yüzden de 10.10, küçük ama etkili bir detay olarak öne çıkarak saati gören kişide pozitif duygu yaratıyor. Gülümseyen bir yüz şeklini andıran bu görüntü de saatleri daha çekici kılıyor ve potansiyel müşterilerin ilgisini çeker.
Hatta bu konuda bir deney de yapılmış. Katılımcılara konudan bahsedilmeden 10.10, 11.20 ve 08.20 konumunda bulunan saatler gösterilmiş. Denekler 10.10’un gülümseme, 08.20’nin ise somurtkan surat algısı yarattığını kabul ediyor. 10.10’u gösteren saatleri satın alma isteği de daha fazla oluyor.
Gördüğünüz gibi küçük bir detay, saat satın almada resmen bizi etkiliyor. Firmaların satış stratejilerinde önemli rol oynarken hayatımızda nasıl da her şeyin planlanmış ve düşünülmüş olduğunu bir kere daha görüyoruz.
Kaynaklar: Medium, National Library of Medicine, Barış Özcanİlginizi çekebilecek bu içeriklerimize de göz atmak isteyebilirsiniz: