Hedonik açlık, kapama düğmemiz yokmuşçasına yemek yememizin bilimsel adı.
Peki bu durumla baş etme yöntemi var mı yoksa obez olma yolunda hızla ilerleyecek miyiz?
Hedonik açlık nedir?
Hedonik açlığı kısaca tanımlayacak olursak, fizyolojik olarak tok olduğumuz hâlde yiyecek tüketmeye devam etme isteği diyebiliriz. Bu durum, vücudun enerji ihtiyacından ziyade, yiyeceklerin lezzeti ve yeme deneyiminin keyfi ile tetikleniyor.
Mesela film izlerken elinize aldığınız patlamış mısır. Film boyunca tok olsanız bile yemeye devam ediyorsunuz hem lezzetli hem de film izlerken mısır yemek bir ritüel.
Beynimizin bundaki rolü ne?
Beynimizdeki ödül merkezi, özellikle yüksek kalorili yiyeceklerle karşılaştığında aktif hâle geliyor. Bu da yemek yemenin sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda bir zevk kaynağı olduğunu da gösteriyor.
Dahası, bu süreçte rol oynayan ghrelin ve leptin gibi hormonlar da iştahımızı düzenliyor. Ghrelin açlığı artırırken leptin doyma hissini sağlıyor. Ancak lezzetli yiyecekler leptin sinyallerini baskılayarak daha fazla yememize neden olabiliyor.
Yani pasta ya da o çok sevdiğiniz atıştırmalıkları görünce yemenizin sebebi hep bunlar.
Hedonik açlıkla nasıl baş edebilirsiniz?
Öncelikle, yemek yemeye başlamadan önce gerçekten aç olup olmadığınızı kendinize sorun. Eğer değilseniz dikkatini başka bir aktiviteye yönlendirebilirsiniz.
Ayrıca yemek yerken dikkatli olmak ve yavaş yemek de bu durumu kontrol altına almanın yollarından biri. Mindful eating yani farkındalıkla yeme, bu noktada oldukça faydalı olabiliyor.
Yemek yerken sadece yemeğe odaklanmak ve her lokmanın tadını çıkarmak da gereksiz yeme isteğini azaltabilir.
Son olarak beslenme düzeninizi oluşturmak, düzenli uyku uyumak, egzersiz yapmak da bu konuda size fayda sağlayacaktır.
Sosyalliği ne yapacağız?
Gerçi tüm hedonik açlıkla yediklerimize baktığımızda yarısında toplumsal ve kültürel etkileri de görüyoruz. Bayramlardaki o geleneksel yemekler, doğum günü pastaları, bir yere gittik mi verilen ikramlar ya da elinde en sevdiğiniz tatlı ile çıkagelmiş arkadaşınız. Hangi birine “Dur!” diyeceğiz ki?
Haydi şimdi doğruyu söyleyin en çok neyi gördünüz mü dayanamayıp tokken bile yiyorsunuz?
Kaynaklar: Oxford Academic, Online Library, National Library of MedicineHaydi gelin bu içeriklere de göz atalım: