Bu gelenek, yeni oluşan bir gelenek değil. Tarih boyunca her toplum, kendine has bir selamlaşma şekli geliştirmiştir. El sıkışma da bunlardan birisi ve en yaygın olanı.
Genelde bir saygı göstergesi olarak kabul edilen el sıkışmasını neden yapıyoruz?
El sıkışma, insanlık tarihinin derinliklerinden günümüze uzanan ve pek çok anlamı bünyesinde barındırıyor.
Bu ritüel, başlangıçta bir tanışma ve karşılıklı saygı gösterisi olarak kabul edilse de zamanla farklı kültürlerde farklı biçimlerde uygulandı. Bu ritüelin temel nedenlerinden biri, karşımızdaki kişiyi tanıma ve ona karşı dostça bir yaklaşım sergileme isteğidir.
Biz insanlar, ilk temasımızda karşı tarafın kim olduğunu bilmek ve bu bilgiyi duygusal ve sosyal bağlarımızla desteklemek isteriz. El sıkışma, bu anlamda bir tür doğal bilgi alışverişidir de diyebiliriz.
Araştırmalara göre el sıkışırken bedenimizin salgıladığı kimyasallar, karşımızdakinin kimyasal imzasını almamıza yardımcı oluyor.
Bu kimyasalların, duyusal bilgilerin işlenmesine ve karşımızdaki kişi hakkında hızlıca bir izlenim oluşturmamıza katkı sağladığı da düşünülüyor. Araştırmada kayda alınan yabancı insanların tokalaşırken ellerini istemsizce kokladıkları tespit edildi.
Davranış bilimi uzmanı Val Curtis, "Don’t Look, Don’t Touch" adlı kitabında öpüşme ve el sıkışmanın selamlaşma ritüelleri olarak kullanılmasının temel nedeninin, insanların birbirlerine yeterince güven duyduklarını ve hatta mikropları bile paylaşabilecek kadar yakın olduklarını ifade etmek olduğunu belirtiyor.
Bunlardan ziyade el sıkışma, tarih öncesi çağlarda da elde bir silah olmadığını göstermenin yoluydu.
Tarihsel anlamda bilinen en eski belge, M.Ö. 5. Yüzyıla ait bir rölyeftir. Atina’da bulunan bu rölyefte iki askerin el sıkışması görülüyor. Bu görüntünün de anlattığı gibi el sıkışmak, aslında bir barış temsilidir.
Kişilerin “ellerimde silah yok” demenin bir yolu olan, dostluğun ifadesi el sıkışmak, evrensel davranışlarımızdan sadece bir tanesi.
Kaynaklar: BBC, National Geographicİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: