Son dönemlerde Türkiye’de adı sık duyulan yer bilimci Naci Görür'ü Türk halkı ne kadar tanıyor? Daha önce depremin nerelerde, hangi bölgelerde olacağıyla ilgili uyarılarını yaptı ancak pek dikkate alınmadı. Üzücü deprem felaketinden sonra ise sosyal medyada Naci Görür’ün açıklamaları gündeme oturmuş durumda. Çoğu insan, "Sırada hangi bölge var? Beklenen büyük Marmara depremi konusunda nelere dikkat etmeliyiz?" gibi soruların cevabını arıyor.
Ülkemizde, söylediklerini dikkate almamız gereken bilim insanları arasında Naci Görür de var. Değerli bilim insanının, deprem ülkesi olarak adlandırılan Türkiye ile ilgili uyarı ve açıklamaları arasında neler vardı? Gözden kaçırdığımız uyarıları nelerdi? Onu daha sık dinlememiz ve uyarılarını dikkate almamızı gerektiğini bize hatırlatan, daha önce depremle ilgili yaptığı o uyarılarını sizler için derledik.
Öncelikle Naci Görür'ün kariyerine değinelim:
1947 yılında Elazığ'da dünyaya gelen Naci Görür, 1966'da İTÜ Maden Mühendisliği bölümünü kazandı.1971'de ise jeoloji mühendisliği yüksek lisansını tamamladı. 1973 yılına kadar İTÜ'de asistan olarak görevini gerçekleştirerek sonrasında İngiltere'de doktoraya devam etti. Ünlü yer bilimci; London University, Imperial College, Royal School of Mines'ta D.I.C, M. Phil. ve PhD derecelerine sahip.
1978'de çalışmalarına İTÜ'de devam etti. Bu okulda 1983'te doçent; 1989'da da profesör oldu. Sedimantoloji ve deniz jeolojisinde uzman olan Görür, Türkiye'nin sedimenter havzaları, tektoniği ve denizleri hakkında ciddi araştırmalar yapmıştır. Halihazırda ülkemizin deprem konusunda bilinçlenmesine önemli katkılar sağlamaya da devam etmektedir.
Özellikle 1999 depreminden sonra Marmara'nın deprem potansiyelini gün yüzüne çıkarmak için yoğun çalışmalar gerçekleştirdi.
Türkiye'yi derinden sarsan 1999 depreminden sonra, çalışmalarını daha da yoğunlaştıran Naci Görür'ün çok sayıda ulusal proje yürüttüğü görülüyor. Kendisine 1983'te TUBİTAK tarafından Teşvik Ödülü de verildi. Türkiye Bilimler Akademisi'nin asli üyesi seçilmesi 1997'de gerçekleşti ve daha sonra 2004'te NATO bilim ödülünün sahibi oldu.
Çok sayıda hem yerel hem de ulusal çalışmada yer alan Görür, kelimenin tam manasıyla jeolojiye aşık. TÜBİTAK kendisine bu alanda çeşitli görevler bahşetti, Görür aynı zamanda bilim kurulu üyeliği de yaptı. 2000'de aynı kurumun Marmara Araştırma Merkezi Başkanlığı'na getirildi. Çok geçmeden 2010'dan itibaren devam ettiği İTÜ'de öğretim üyeliğine geri döndü. Kariyer gelişimi bu denli parlak olan bir bilim insanının fikirlerini önemsememiş olmamız sizi de şaşırttı mı?
Araştırmalarında birçok yerli ve yabancı gemi kullandı: Nautile isminde insanlı bir denizaltıyla Marmara'ya daldı.
Marmara Denizi fay haritası .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Marmara'nın 1240 metre dibine dalan Görür, İstanbul'u tehdit eden fay hattını inceleyen Prof. Dr. Naci Görür ve çalışma arkadaşları hâlâ Marmara Denizi'nin depremselliğini ve oşinografik özelliklerini ölçmek için deniz tabanına bir denizaltı gözlem istasyonu kurma çalışmalarını sürdürüyorlar.
“Kahramanmaraş depremi bizim için bilinmeyen bir deprem değildi, gelmekte olduğunu bağıran bir depremdi!”
2020’de yaşanan Elazığ depreminden sonra, Maraş bölgesine dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Görür, bu bölge ile ilgili çokça açıklama yaptı. 6 Ekim 2019’da konuk olduğu bir haber programında da Doğu Anadolu Fayı'na dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
“Doğu Anadolu Fayı uzun zamandır suskun. Kuzey Anadolu Fayı, enerjisini büyük ölçüde boşalttı. İstanbul’un kapılarında duruyor. Mesela Maraş civarında 1500’lerden beri deprem olmadı. Malatya Fayı üzerinde uyarı verildi 'burada enerji birikimi fazla, dikkatli olunmalı' diye. Elazığ ve Bingöl arası özellikle Sivrice’nin bulunduğu alan, Elazığ-Adıyaman arasında tarihi büyük depremler var. Buralarda ciddi çalışmalar yapıp kentsel dönüşüm üzerinde çalışmak gerekiyor. Hatay bölgesi bizim deprem beklediğimiz ve uyardığımız bir yer.”
Elazığ depreminde Doğu Anadolu Fayı uyuyor muydu da uyandı?
Evet, uyuyordu. Görür'e göre Türkiye’nin en büyük tektonik olaylarını meydana getiren iki fay hattı kuşağı Bingöl-Karlıova’da birleşiyor. Doğu Anadolu Fayı, Karlıova’dan başlayıp 600 km uzunluğunda Kahramanmaraş’a geliyor. Maraş’ta bir açı yaparak Hatay’a doğru gidiyor. Bir kolu da Osmaniye ve Adana’ya doğru ilerlemekte. Asıl deprem üreten faylardan birinin bu fay hattı olduğunu da dile getirmiş.
Diğer hat ise Bingöl’den başlayıp Marmara’yı geçerek Yunanistan’a kadar uzanan Kuzey Anadolu Fayı. En büyük depremlerin de burada olduğunun altını çiziyor. Bu iki fayın her iki tarafındaki bloklar birbirlerine sürtünerek hareket etmekte. Naci Görür, açıklamalarında "Elazığ Fayı uyandı" demişti. Çünkü Elazığ Fayı'nın bir anlamda kardeşi Kuzey Anadolu Fayı, bütün enerjisini 20. asırda boşalttı: Marmara hariç!