Bilime göre aslında bu ‘ürperti’ hâli bir çeşit orgazm!
Kökeni çok eskilere dayanan ve neredeyse her insanda görülen bu durumun gelin nasıl bir açıklaması varmış bakalım.
Müzik dinlerken aniden omurganızda hissettiğiniz bir ürperti ya da kollarınızdaki tüylerin diken diken oluşu… Bu etkileyici deneyime “frisson” adı veriliyor.
Fransızca kökenli olan “frisson”, kelime anlamıyla “estetik titreme”yi ifade ediyor. Bu tür bir deneyim, tende dolaşan ve mutluluk veren bir dalga olarak tanımlanıyor; bilimsel olarak ise “ten orgazmı” olarak adlandırılıyor. İyi ama böyle bir şey nasıl mümkün olabilir?
Frisson, genellikle müzikle tetikleniyor. Ancak bazen bir sanat eseri karşısında veya aniden gerçekleşen fiziksel temaslar da bu duygu ortaya çıkabiliyor. Araştırmalar, insanların üçte ikisinin bu tür bir deneyim yaşadığını gösteriyor.
Frisson, müzikal pasajlarda beklenmedik harmoniler, sesin aniden yükselip alçalması ya da solistin şarkıya girmesi gibi durumlarla ortaya çıkar.
Bu durum, dinleyicinin beklentisinin ötesinde aniden, beklemediği tonda bir güzellikle karşılaşmasından kaynaklanıyor. Peki evrim buna ne diyor?
Frisson, aslında bize kalan evrimsel bir mirastır. Atalarımızın vücudu, ani hava değişimlerine karşı tüylerini kabartarak tepki verirken bu sistem hâlâ insanlarda varlığını sürdürüyor. Evrimsel süreçte vücudumuzdaki tüyleri kaybetmiş olsak da bu sistemin hâlâ çalışıyor olması frissonu tetikleyebilir.
Bilim insanları, frisson fenomenini anlamak için yıllardır çalışmalar yapıyor.
Doğu Washington Üniversitesinde Sosyal Psikoloji Profesörü Dr. Amani El-Alayli’nin gerçekleştirdiği laboratuvar çalışmasında, frisson deneyiminin bilişsel dalışla ilişkilendirilebileceği hipotezi test etti. Bu hipoteze göre, bir müzik parçasına bilişsel olarak dalmak, frisson deneyiminin yaşanma olasılığını artırıyor. Bu durum, kişinin kişisel özelliklerine bağlı olarak değişiyor.
Yapılan deneyde, farklı kişilik özelliklerine sahip katılımcılara belirli müzik parçaları dinletilmiş ve frisson deneyimini yaşadıkları anlarda bir düğmeye basmaları istenmiştir. Bu müzik parçaları arasında J. S. Bach'ın St. John’s Passion, Chopin’in Piyano Konçertosu, Air Supply’ın Making Love Out of Nothing At All, Vangelis’in Mythodea ve Hans Zimmer’ın Oogway Ascends gibi eserler var.
Sonucunda “Deneyime Açıklık” kategorisinde yüksek puan alan kişilerin daha sık ve yoğun frisson yaşadığı görüldü.
Bu kişilerin ortak özellikleri arasında güçlü bir hayal gücü, doğallık ve güzellik takdiri, yeni deneyimlere açıklık ve derin duygularını ifade etme yeteneği var. “Deneyime Açıklık” ile frisson arasında güçlü bir ilişki bulunmuş ve bu bağın müziğin derin duygusal etkilerine dayandığı belirlenmiştir. Ancak, frisson deneyiminin oluşabilmesi için bilişsel bileşenlerin duygusal bileşenlerden daha önemli olduğu sonucuna varılmıştır.
Kaynaklar: The Conversation, Fast Companyİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: